Avrupa Turu Plzen Anılarım’ın Çek Cumhuriyeti Plzen anılarım bölümüne geçmeden kendimizden az bahsedeyim. İsimlerimizi tam olarak veremiyorum peşinen özür dilerim. Bizler ikiz kardeşiz kardeşim ve ben 22 yaşındayız. İzmir’de ikamet etmekteyiz. Askerliğimizi bu sene tamamladık. Sizlere bahsedeceğimiz anılarımız uzun bir yolculuk olan Almanya’dan başlayıp otobüs, otostop ve trenler ile Türkiye’ye doğru yaptığımız kısmi Avrupa turunu gezip gördüğümüz şehirlerde ve ülkelerde yaşadıklarımızı asyarehberi takipçileri ile paylaşmak istiyoruz. Asyarehberi sitesini 1 hafta önce tesadüf eseri olarak bulduk. Aslında bu sene sonu Avrupa’da yaptığımız gibi bir Asya turu yapmayı planlıyoruz o yüzden internette denk gelip yazıları okuyunca bizde neden kendi anılarımızı paylaşmayalım diye düşünüp, anılarımızı paylaşmaya karar verdik.
Şimdi efendim o zamanlar kardeşim ve ben 18 yaşında liseyi yeni bitirmiştik. Üzülerek belirtiyorum pek fazla parlak öğrenci olamadığımız için üniversiteye de giremedik. Ailemiz bizi Almanya’da Nrüngberg’de yaşayan amcamızın yardımı ile Almanya’daki okulları denemek ve Almanyada amcamın yanında çalışabilmek adına kolları sıvadık. Bazı evrak işlerini İzmir’e geldiğinde amcamız haletli onun yanında çalışacaktık zaten ardından davetiye yolladı çalışma izni oturma izni derken 3 ay bu işler ile uğraştık. Bu kısmı uzatmadan atlıyorum.
Uçak biletimizi yine amcamız kesmişti. Almanya’ya gelmiş amcamızın yanında çalışmaya ve okulları incelemeye başladık. Okullar ateş pahası bazı okulların sınavları var. Sınavları geçtiğin takdirde yıllık ücret hatırı sayılır şekilde düşüyordu. Sınav zamanına 7-8 ay daha vardı. Kardeşimle ben amcamızın yanında gece gündüz demeden çalışıyorduk. Dışarı çıkmıyor amcamızın yanında kalıyorduk. Masrafımız olmadığı için ikimizin kazandığı parayı saklıyorduk.
Sınav zamanı gelip çatmıştı. 4-5 okulda sınava girdik. Sonuç hüsran oldu maalesef. Sınavlara girip başarılı olamadığımız için kardeşimle ben ne yapacağımızı konuşuyorduk. Amcamız bize oturma ve çalışma iznimizi uzatıp para biriktirmemizi tavsiye etti. Bizde uyduk. Ve 6 ay daha çalıştık. Hatırı sayılır hatta küçük bir servet denebilecek bir birikimimiz olmuştu. Ama dinlenmeden ve tatil yapmadan çalıştığımız için artık son noktamıza geldik. Gençliğimiz elden gidiyordu. Konuyu amcamız ile ve aile ile görüşüp geri dönmek istedik. Amcamız da 2 ay daha çalışın o sürede kazandığınız para ile bir yerlere gidip kafanızı dinleyip eğlenin demesi ile kardeşim ve ben isteksiz de olsak kabul edip iki ay daha dayandık. Bu iki ay zarfında planlar projeler yapıp, araştırmaya giriştik. İnternetten bakıp kendimize Türkiye’ye karayolu üzerinden dönme kararı aldık. Rotayı bile oluşturduk. Bu rota üzerinde her ülkede 2-3 şehirde konaklayıp tatil yapacaktık. İnternet üzerinden tüm bilgileri araştırıp not ettik.
İlk güzergahımız Nrünberg’e yakın olan Çek Cumhuriyeti idi. Sonunda İşten çıkmış iki gün dinlendikten sonra Çek Cumhuriyeti’ndeki Plzen şehrine kişi başı 21 Avroya otobüs biletlerimizi aldık. Sınır geçişlerinde sorunumuz yoktu elimizde oturma iznimiz vardı. İnternetten bulduğumuz ucuz bir hostel ile telefonda görüşüp iki geceliğine yerimizi bile ayırtmıştık.
Sonunda otobüste kardeşimle beraber yollardaydık. Sınırı geçip Plzen şehrine varmamız dört saatten fazla sürmüştü. Plzen’e gelip otobüsten indik. Plzen şehrinin merkezine yakın olan kalacağımız yere sorarak ulaşıp, yerleştik. Kaldığımız yerin adı Pansion City Plzendi. Yerimizi ayırttığımız da ilk geceki konaklama ücretimizi verdiğimiz için girişte tek gecelik kişi başı 14 Avro daha verdik. Kaldığımız oda çift kişilikti. Öyle 5-6 kişinin kaldığı odalardan tutmamıştık. O odalardan da vardı 9 Avro kişi başı ama değmeyeceğini düşündük. Banyolar ortaktı. Tüm müşteriler dışarıda olduğu için banyomuzu yapıp dışarı çıktık. Gelmeden İnternette araştırdığımız için belli bölgelerin yakınında olan bu yeri seçmiştik.
Dışarıda dolaşıp etrafı ve şehri gezdik Plzen şehrinin daracık sokaklarında dolaşıp sokak satıcılarından karnımızı doyurduk. Plzen tatilinde fark ettik ki o ana kadar sadece gideceğimiz kalacağımız yerleri planladığımızı anladık. Plzen de gezeceğimiz yapacağımız takılacağımız yerlere hiç odaklanmamıştık nerdeyse. Kardeşimle yol kenarındaki masalara oturup biramızı söyleyip tekrar Plzen gezisinde ne yapacağımızı planlamaya başladık. Kardeşimle ben ikiz olduğumuz için benzesek bile kişiliklerimiz ve zevklerimiz zıttı. Ama birbirimizi de tamamlıyorduk. Uzun süre tartışıp beyin fırtınası yaptıktan sonra kaldığımız yere dönüp orda kalanlar ile kaynaşıp fikir edinmekte karar kıldık. Bu arada belirteyim Plzen kasabası duyduğunuz bira çeşidi olan pilsen in ismini veren yerdir ayrıca bu şehrin biraları da çok lezzetlidir. Plzen Bira Festivalli tüm Avrupa’da tanınmıştır.
Oturduğumuz yerden kalkıp kaldığımız hostel e geçtik. Akşam olmuş kalanların çoğu geri dönmüş bir kısmı ise ayrılmaya başlamıştı bile. Birkaç gurup ile konuşup yol yordam sorduk. Sanki hepsi rehbermiş gibi yardımcı olmaya başladılar. Böylesine bir yardım ve ilgi beklemediğimizden şaşırmıştık. Sonuçta tamamen farklı olan 3 gurup bizim sayemizde birleşmiş topluca dışarı çıkmıştık. Bu gurup 18 kişiden oluşmakta idi. Resmen birleşmiş milletler gibi idik her ırktan her milletten vardı aramızda. Gurubun içinde Finlandiyalı 6 adet kız gurubu da vardı hepsi birlikte seyahat eden arkadaş gurubu idi.
Kızlar güzel olmasalar bile oldukça içten sıcakkanlı arkadaş canlısıydı. Daha bizi görür görmez kızlardan biri kardeşime yapışmıştı. Kız yapılı uzun boylu sarışın ayrıca çok büyük göğüsleri vardı. Yüzü güzel değildi ama bir buçuk sene köle gibi çalıştıktan sonra o vücudu, özellikle göğüsleri beni baştan çıkarmıştı. İlerde pişman olacağım fakat o anda Abazalıktan doğrusunu yaptığıma inandığım şeyi yapıp kardeşime yer değişelim dedim. Kardeşim hemen kabul etti. İçeri girip kıyafetlerimiz değişip rolleri ve isimlerimizi de değiştik. Tekrar guruba katıldık. Kız beni kardeşim sandığı için bana yapıştı. Beraberce Plzen gece hayatını yoklamaya koyulduk.
Plzen gecelerimizdeki ilk gecemde kendimi garantilediğim için gerisini pek takmıyordum. İlk biralarımızı alıp, Hostel in önünde içip alkol limitimizi tavan yaptık. Böylece gece içkiye fazla para harcamayacaktık. İlk dolaşıp yoldaki satıcıdan yemek yedik. Yemek işini de halledince bir iki barda oturduk durumuna baktık. Guruptakiler bize rehberlik yapıyorlardı. Oturduğumuz barda birer bira daha içip zaman öldürdük. Kardeşim diğer Finlandiyalılar ile ilgilenmiyordu fakat guruptakiler ufaktan kızlara yanaşıp parsellemeye başlamışlardı. Kardeşimi dürtüp davran dememe nazaran oralı bile olmayıp omuz silkti. Ne halin varsa gör dedim bende ve dönüp yanımdaki Finlandiyalı ile işi ilerlettim. Kızda her şey var. Ben sarılmadan o sarılıyor ben daha hamle yapmadan fırsatını bulup dudaklarıma yapışıyor artık dayanamıyordum. Etrafta kızı götüreceğim yer arıyordum. Gurupta halimizi anlamış bize gülüyordu. Ne kız ne ben umurumuzda değildi. Gurubu boş verip kendi dalgamıza bakıyorduk.
Barda bir müddet oturduktan sonra topluca kalktık. Finlandiyalı kızları sahiplenmişlerdi guruptakiler. Bizim kardeş boş kalmıştı. Ona ne yaptın ayarlasaydın diye çıkışsam bile yine oralı olmadığı için artık kardeşimden ümidi kesmiştim.
Beraberce yolda yürüyüp etraftan geçenleri çevreyi seyrediyorduk. Aslında gurup seyrediyordu ben kızla nerdeyse yolun içinde düzüşme noktasına gelmiştim. Yol boyunca Finlandiyalı kız her tarafımı elleyip beni tahrik ediyordu. Yolda yürümek bile artık canımı yakıyordu. Ben artık patlayacak noktaya geldim geliyorum derken salaş bir bara girdik. İçeride hangi milletten ararsan var.
İçeri girip yerleştik yine bira içiyoruz. Kız elimden tutup beni tuvalet kısmına götürüyor. Bayanlar tuvaletinde kabine girip iyice rahatlıyorum. Ama ne rahatlama. Dışarı çıktığımızda tuvalette olan kızlar sanki içerden çığlık atılmamış gibi rahat davranıyorlardı. Kimse kimseye karışmıyordu orda. Gurubun yanına geldiğimizde gurup kalabalıklaşmıştı kaldığımız yerdeki bayan görevlide aralarında olmak üzere 7-8 kişilik kız guruba katılmıştı. İşin garibi o yarım saatte kardeşimim kızı nasıl ayarladığını anlayamadığım ama bahsetmiş olduğum pişmanlığıma sebep olan kızı gördüm. Hostel de çalışan bir çek kızı idi. Görevli bayan ile hostel de oldukça iyi bir sohbet etmiştim. Ben Finlandiyalıyı alayım derken onu kaçırmıştım. Kızın hem fiziği hem yüzü süperdi. Dar bir mini etek giyiyordu. İş işten geçtiği için yapılacak bir şey yoktu. Sadece Kardeşime nasıl oldu bu iş anlat dedim. Bana dönüp sadece şansına küs dedi. Kardeşim adına sevindim aslında içim biraz buruktu ben Finlandiyalıyı almıştım oda boşta kalmıştı diye.
Gece iyice dağıtıp hostele dönüş yoluna geçtik. Aklımda oda işi vardı nasıl olacak diye. Benim yanımdaki öyle bir sarılmıştı ki gören kızı da taşıyorum diye düşünürdü. Kaldığımız hostel in önünde durup sohbet edip organizeye başladık. Çek kızı guruba karışıp çaktırmadan bizim odaya girecekti bende benim kızın odasına gidecektim. Dediğim şekilde hareket edip kızı içeri kazasız belasız soktuk. Bende kızın odaya doğru yola çıktım.
Kızın kaldığı oda 8 kişilik 6 kız beraber orda kalıyordu. Yatağa oturup tam işe başlayacağız diğer kızlarda yanlarındakiler ile odaya doluşmaya başladı. Finlandiyalıyı kendimden uzaklaştırıp gelenlere baktım. Sanki odada yalnızmış gibi ışığı kapatıp dışarıdan gelen ışığa aldırış etmeden soyunup yataklara geçtiler. Ne olduğunu kavrayamadan sağımdan solumdan ah uh sesleri şlap şlop sesleri inlemeler gelmeye başlamıştı bile. Üstümden şaşkınlığımı atıp başka yerde oda tutalım diye düşünürken benimkide üstünü fora edip bana sarılınca artık yapacağım bir şey kalmamış çok sesli orkestraya Türk nameleri de katmaya başladım. İlk rahatsız olmama rağmen karanlık olması kızında ısrarları ile yoluma devam ettim. Netice itibarı ile sabahı bulduk. Yine yanımdakiler sanki yalnızlarmış gibi anadan doğma kalkıp giyinip sıra ile ayrılmaya başladılar. Son biz kaldığımız için şöyle rahatça işimi görüp bende bizim odaya geçtim. Kardeşim yalnızdı. Kendi yatağıma yatıp biraz daha uyudum.
Kardeşim kalkmış beni de uyandırdı. Ne oluyoruz demeden banyoya ve dışarı. Kahvaltı yapmadan birileri ile buluştuk. Meğer geceki kızın tanıdığı imiş bizleri 40 avroya ve benzin parasına Plzen’i gezdirip dolaştırdı. İyi de oldu turistler gibi gezdik işte akşama doğru otele döndük. Kardeşimin kız da orda benim gözler Finlandiyalıyı arıyor. Kıza sorunca gelip ayrıldı dedi. Finlandiyalı guruptan başkası var mı diye sordum. İçeride diyince kızların kaldığı odaya yanlarına gittim. Odada iki kız vardı sadece gurubun en çirkin olan kızları. Gerçi gece onlarda boş kalmamıştı ya. Kızlara benimkini sorduğum da az biraz lafı dolaştırıp geçiştirmeye çalıştılar. Bir şeyler ters gibi görünüyordu net bir cevapta vermedikleri için içime iyice kuşku düştü. Biraz sohbet derken ağızlarından lafı aldı. Bizim Finlandiyalı kız gündüz bir İtalyan ile tanışıp ona yapışmış meğer. Anlayacağınız beni satmış. Sanki çok ta tın yani. Gülümseyerek sohbete devam ama bu sefer iki kız bana asılmaya başladı. Çirkin olmaları neyse vücutlarda iyi değil. Kızlara akşama konuşuruz deyip yanlarından ayrıldım. Kardeşimin yanına gelip olanı anlattığım da halime gülüp sen kaşındın dedi. Kızın göğüslerine kanarsan olacağı buydu dedi.
Girip tekrar duş yapıp kendime geldim. Ardımdan kardeşim girdi. O sırada kardeşimin kız beni kardeşim sanmış, bana bakıp akşama buluşuyoruz kardeşini de getir dedi. İyi be bir şeyler olur diye düşündüm. Gecemi o çirkinlerle geçirmek istemiyordum anlayacağınız. Kardeşimde banyodan çıkınca ona aktardım yorum yapmadı. İyi olur kız arkadaşları ile gelecekler dedi. Sevincimi anlatamam yani
Kardeşimle kızlar ile buluşmak için dışarı çıktık kızlar diyorum çünkü 3 kız geldi. Bir birinden güzel kardeşimin kızdan da güzeller. Kızlar ile sohbet ederken yanımdan Finlandiyalı geçti İtalyan ile sarmaş dolaştılar. Hiç yüzüne dahi bakmadım. Kızlar bizi bir bara götürdü. Gideceğimiz yer merkezden az uzakta olduğu için taksi ile gittik. Güzel bir yer aslında fiyatları da uygun pahalı bir yerde değil 5 kişi 80 avroya yiyip içip eğlendik o gece. Hem yemek işimizi hem de eğlencemizi hallettik böylece. Ama o yere gitmeden 4 er şişe birayı peşinen devirmiştik. İçki çok para kesiyor bilgilerinize.
Gecenin sonunda ben tek kaldım kızlar pek yanaşmadı hostel e gelmeye. Ama güzelce eğlendik önemli de olan bu. Züğürt tesellisi işte bizimkisi de.
Kızlardan ayrıldık. Kardeşe de odayı bıraktım. Dışarıda bira içip sigara tüttürüyorum. Gruplar üçerli beşerli dönüyorlar. İtalyan Finlandiyalıyı sepetlemiş tek geliyor ya da işini ayaküstü görüp yol vermiştir orası muamma. Beni görür görmez yanıma yanaşıyor, sanki beni satan kendi değil de bir başkasıdır. Yüz vermeyince yanıma oturuyor. Çirkinlerden bir tek gelip yanıma oturuyor.
Bir sağıma bir soluma bakıyorum. İki şıkkım var ya çirkin ya beni satan. Sabaha kadar dışarıda kalamayacağım için ve beni satana inat olsun diye çirkinde karar kılıyorum. Çirkine bir şey olmamış gibi akşama sözleştik baktım seni bulamadım mecburen kardeşim ile takıldım geri geldiğimde de yoktun bende seni dışarıda bekledim diye palavra sıktım kıza. Fazla söze de gerek yoktu zaten. Üç cümle daha konuştuktan sonra, bizim tecavüzcü coşkun gibi bana saldırmaya başladı kendimizi odaya zor atabildik. Kız çirkin ama o gece yaşadıklarım ile ilgili yapabileceğim tek yorum ambalajı ile değil işlevselliği ve çok fonksiyonlu olması önemli idi. Daha önce hiç denemediğim tarzları yaşattığını diyebilirim. Zaten karanlıkta yüzünü de pek görmeme gerek yoktu.
Ertesi sabah kardeşimle odayı boşalttık. Bizim kardeş çek kızına aşık oldu. Tutturdu uzatalım diye başka yerde oda bulalım orda kalalım. Zor ikna edip otobüs arayışına girdik ama yerler dolu ancak sabaha yakın boş yer var. Kalırsak bizim kardeşi artık hiç kaçıramayız diye alternatif sorup tren cevabını alır almaz harekete geçtim. Hemen tren istasyonuna gittik. 10 dk sonra Prag’a kalkacak terende 6 şar avroya biletlerimizi alıp yerlerimize oturduk. Aklımızda sadece Plzende yaşadıklarımız ve Plzen eğlence hayatına dair anılarımız vardı. gittiğimiz yolda daha bizi ne gibi güzellikler bekliyordu.
SÖZÜ KARDEŞİME BIRAKIYORUM.
Bu ahmak beni kandırdığını düşündü bilmiyordu ki o içeri geçtiğinde Svetta bana seslenip yanına çağırdı. Bana Finlandiyalı kızdan uzak durmamı istersen kardeşini de getir sana da kız arkadaşlarımdan birini ayarlarım dediğini bilmiyordu. Bende guruba nere gideceğiz diye sorup Sveta’ya beni bırak Finlandiyalı ile takılırım kardeşim konusunda sana yardımcı olurum diye kıza randevu verdiğimi bilmiyordu. Anlayacağınız Finlandiyalıyı kandırmak için yer değişince Svetta beni kardeşim sanmıştı bara geldiğinde.
Yazının devamı olan Avrupa Turu Prag Anılarım yazısını okumak için tıklayınız.
bu yazıyı hazırlayıp sitemizde bizlerle paylaşan ikiz kardeşlere asyarehberi ekibi olarak teşekkür ederiz.
isimlerinizi bilmedigim icin size ikiz kardesler diyerek hitap ediyorum, sitemize hosgeldiniz burada bizimle bir cok ani paylasip bircok animizada ortak olacaksiz. Yazilariniz ilgi cekici ve surukleyici, burada sormak istedigim kucuk servetinizi nasil muhafaza ettiniz. Bu uzun yolculukta. Tesekkurler.
Vay be gençlere bak sen daha yoluculuğa böyle başlamışsanız gerisi nasıldır tahmin bile edemiyorum.
Canın sorduğu soruyu bende merak ediyorum hostel gibi yerde paranızı nasıl muhafaza ettinz. hosteller için güvenli değil deniyor. birde maliyeti ne oldu size toplamu
Evet bende beğendim gezilerinin genel hatlarını bildiğimden dolayı yorum yapamıyorum ama tahminim her okuyanın gıpta edeceği bir yazı dizisi olacaktır.
Selamlar, çok farklı bir tecrübe yaşadım. Yazıyı okuduktan sonra. Anladığım kadarıyla makalelerinizi bir zinzir şeklinde devam edeceksiniz. Bu uzun bol maceralı yazılarınızı takipteyim. Facebooktanda beğendim.
Merhaba Arkadaşlar
Bu arkadaşlarımız Asya Rehberi sitesine hoş gelmişler ve ilk hikayelerini okuyunca kesin kanaatim renk verdikleri yönünde, ilk yazısından sonra devamlarını heyacanla bekliyor olacağım
artema, samsunle, alemci, can ve poul abi yorumlar için sağolun. kardeşim ve ben sadece yaşadıklarımızı biraz cesaret ile sizlere aktarmaya çalıştık. ilk başta tek makale olacaktı ardından ülke bazında yazalım derken bir baktık tek şehirlik anlatımlar ile diziye dönüştü yazımız. canın ve alemcinin sorularına cevap verecek olursak tüm parayı yanımızda almadık sadece ihtiyacımız kadarını aldık geri kalan parayı aöcamız daha sonra bize izmire getirdi. parayı muhafaza etmeye gelince ondan daha önemlisi pasaport ile evrakları muhafaza etmektir. biz gittiğimiz her yerde resepsiyonun ana kasasına kilitlettik sıkıntı da yaşamadık saece macaristanda ufak bir kavga yüzünden polis eşliğinde otelden almak zorunda kaldık o kadar.
artema bizlerde asya rehberi ailesine katıldıığımız için mutluyuz. sağolsun arkadaşlar bize elinden geldiği kadar yardımcı oldular. ileriki prag macaramızda görüşmek dileği il.
sormak istediğiniz soru varsa kardeşim ve ben severek yanıtlarız.
Avrupa turu yapmanız ve bunları bizler ile başınızdan geçen anıları paylaşmanız gerçekten oldukça başarılı şeylerden biri. Paylaşımlarınızı devamını dilerim..
2. bölüm prag anılarım ı yarın yollayacağız
bir tane klub bar adi vermemissin. gitmis abazaligindan kizlarla yaptigi olaylari anlatmis
#keko kardeş küfürlü argolu yorumlar yapmamanı rica ediyorum. aradığın bilgi eksik yada yoksa başka kaynaklardan devam etmelisin.