Filipinler Cebu Palavan El Nido Iloilo Boracay

Filipinler

Sene 2007 aşırı stres ve iş yoğunluğundan bıkmış bir durumda kendimi bulmuştum. Son 5 senemi aralıksız olarak ortağım ile kurmuş olduğum firmayı büyütmeye ve geliştirmeye adadığım için nerdeyse sosyal yaşamın ne olduğunu unutmuştum.
Kendi hayatımdan verdiğim bu özveriler sayesinde şirket gelişmiş hatta borsaya bile girebilecek kapasiteye gelmişti. Ortağımın tavsiyesi ile borsaya hisse sunma hazırlıkları esnasında yine büyük bir tempo ile koşturmaya ve aşırı olan stresimizin üstüne stres eklemeye başlamıştık. Artık son demlerimi oynuyordum. Kapı sesinden sinir oluyor, hava bulutlu diye moralim bozuluyor, Çalışanların gözünün üstünde kaşı var diye fırça atıyordum. Tam bir psikolojik bunalım içerisinde idik. Ortağımın da durumu benden farklı değildi.

Bu yoğun koşuşturma sırasında borsa işlemlerimizi yapan danışmanlık firması aracılığı ile beklemediğimiz bir teklifle karşılaştık. Biz hisselerimizin %40’nı borsaya sunup şirketimizi geliştirmek için affınıza sığınıyorum kıçımızı yırtarken bir yabancı firma şirketin tamamına talip olmuştu.

İş hayatında olanlar bilir bir işletmeyi sıfırdan kurup geliştirip büyütmek ve bir yerlere getirmek sanki kendi öz çocuğunuzu büyütüyormuşsunuz gibidir. En azından ortağım ile benim için öyleydi. Sırf işlerim yüzünden yeni evlenmiş olmama rağmen ev ve eşim ile ilgilenmediğim için evliliğimizin 1. Yılında boşanmıştım.

Danışmanlık şirketi aracılığı ile gelen teklif ortağım ile bana ilk başta şaka gibi gelmişti.  Fakat şirket temsilcileri ile yaptığımız toplantı sonrasında işin ciddiyetini kavramıştık. Teklif inanılmaz boyutta idi. Ortağım ile bana 3 haftalık süre zarfında cevap vermemiz için zaman tanımışlardı.

Palavan geceleriOrtağım ile günlerce tartışıp fikir yürüttükten sonra satma kararı aldık. Hedefimiz verilen ilk teklif fiyatını yükseltmeye uğraşmaktı. Erken bir görüşme ayarlayıp üç günlük pazarlıktan sonra ilk teklifin yaklaşık %35 fazlası bir fiyata pazarlığı sonuçlandırdık. Bu paranın %10’nun bizlere başlangıç aşamasında sermaye ve borç verip şirket hissesi alan yakınlarımıza verip geri kalanını ortağım ile ben bölüşecektik.

Muhasebeciler ve avukatlar devreye girmiş şirketin devri 6 ay içerisinde tamamlanmıştı. Almış olduğumuz para ile hayatımızın sonuna kadar değil çocuklarımızın hayatlarının sonuna kadar işlemeden yaşamasını sağlayacak kadar çoktu. Ortağım yeni bir firma kuralım diye ısrar etse de yaş 3o bulmuştu şirket zamanı yaşadığım stresden bıktığım için beni es geçmesini söyledim. Elimde dünya dolusu para ile bir başıma kalakalmıştım bir anda.

Bunları yazmaktaki amacım az da olsa durumumu anlamanız içindir.

İlk iş olarak İstanbul’dan Bodrum’a geçip kendime güzel bir ev satın aldım. Sessizliğin ve sakinliğin içinde kendime gelmiştim. Fakat ilk başlarda beni yeterli derecede mutlu ve mesut eden bu sessiz ve sakin hayat altı ayın sonunda sıkıcı gelmeye başlamıştı. Senelerce yoğun tempo ve stresle yaşadıktan sonra monoton ve sıkıcı olmaya başlamıştı. Sıkıntıdan patlayacak gibi oluyor içim daralıyordu.

İlkbaharda gelmişti bunu fırsat bilip arabam ile kıyı şeridini takip edip 1-2 gece konaklamalı Ege ve Akdeniz kıyı turuna başladım. Yeni yerler görmek beni heyecanlandırmaya yetmişti.

İlk olarak Antalya tarafına doğru yola koyulmuş Alanya üzerinden geri dönüp ters yönde sahili takip etmeye başladım. İzmir’i geçip Çeşme’ye gittim. Kaldığım otelde akşam yemeği esnasında tanıştığım Alman Turistlerle sohbetlerim esnasında Almanların daha önce gittikleri yerler ve özellikle Asya’daki ülkelerden bahsetmeleri ile bir sonraki güzergahım belli olmuştu. Gençliğimden beri Uzak Doğuya ve kültürüne ilgi duymaktaydım. Çeşmeden iki gün sonra ayrılıp 1 haftada Foça’ya kadar gidip gerisin geriye Bodruma geri döndüm.

Bodruma döner dönmez araştırmalarımı gerçekleştirip altı ay sürecek olan Asya turumu planlamaya başlamıştım.

Cebu Eğlence HayatıPlan tek yön uçak biletleri ile ilk olarak Dubai’ye gidecektim. Dubai’yi çok merak ediyordum iş hayatımda adını çok duymuştum fakat Dubai’ye ortağım gitmişti ben şirketin başında kalmıştım o zamanlar. Dubai’ye 3 gün ayırmıştım dönüş zamanı da 3 gün kalmayı planlıyordum. Dubai’den Hindistan’a geçip kara ve havayolu ile Hindistan’ı dolaşıp ardından Tayland’a geçecektim. Tayland’da da dolaşıp önemli şehirleri ve merkezi yerlerinde konaklayıp kara yolu ile Malezya’ya geçip ardından Singapur’u ziyaret edecektim. Singapur’dan Tekrar Malezya ya geçip önemli yerlerini dolaşıp Endonezya yapacaktım. Endonezya adalarında Filipinlere ardından Hong Kong’a geçip deri dönüş turuna geçecektim. Geri dönüş turumda ise Vietnam, Kamboçya, Laos, ve Bruma üzerinden tekrar Dubai yapıp Türkiye’ye dönecektim sırası ile. İlk başta yaptığım Plan ve yol haritası bu şekilde idi.

Garantici bir yapım olduğundan dolayı pasaportumu yenileyerek gideceğim tüm ülkelere vizelerimi peşinen almaya başladım. Vietnam vizesini alamayınca yapmış olduğum planı ve yol haritamı tekrar gözden geçirmek zorunda kaldım. Hindistan’dan Tayland’a gidişimi iptal edip, yerine Sri Lanka’yı ilave ettim. Tayland’ı ise Dönüş yolculuğum sırasına sarkıtarak yeni bir yol planı çıkardım. Yeni plan sırası ile Dubai, Hindistan, Sri Lanka, Malezya, Singapur, Malezya, Endonezya, Filipinler, Hong Kong, Laos, Kamboçya, Bruma, Tayland ve son olarak tekrar Dubai üstünden Türkiye’ye dönüş şeklinde idi.

Ani bir heves ile karar alıp Asya Ülkeleri Turuna çıkışım bu şekilde oldu.
Sitede Tayland ve diğer ülkeler ile ilgili maceralar yazıldığı içim ilk olarak Filipinler Turumu yazacağım Fırsat buldukça da Diğer ülkelerde yaşadıklarımı sizler ile paylaşacağım.

Asya Turumdaki Filipinler gezisindeki Filipinler Cebu, Palavan, ElNido, Iloilo, Boracay güzergahımda yaşadıklarımı sizlere aktaracağım. Filip
Endonezya üstünden Filipinler Cebu şehrine uçtum. Jakarta’dan ayrılırkenki düşüncelerim hayatımın 10 senesini boşuna geçirdiğim, boşuna stres yapıp kendimi işe boşuna bu kadar adadığımdı. O ana kadar gördüklerim boşa geçirdiğim yıllarıma üzülmeme neden olmuştu ki bu daha yolun başı idi. Lakin geç olsunda güç olmasın diye kendi kendimi avutuyordum. Sonuçta işe sarılmasam beklide maddi olanaklarım bu gezileri yapmama olanak sağlamayacaktı. Sağlasa bile gönlümce eğlenemeyip bütçe hesapları ile kendimi kısıtlayıp tatilimin zevkini maksimum olarak alamayacaktım.

Uçak alanından kalacağım otele rezervasyon yaparken transferi de ayarladığımdan dışarıda karşılandım. Beni karşılayan otel servisi değil bir taksici idi. Taksicinin elinde adımı yazan tabelayı görüp yaklaştım ardından taksi ile kalacağım otel olan Capitol Central Otele doğru yola çıktık yarım saat sonra otele vardık. Otel o kadar gösterişli değildi. Paramız var diye har vurup harman savurmayı istemediğim için genelde orta ölçekli ve güzel otellerde yer ayırtıyordum. Ne gerek vardı geceliği 1000 dolarlık odada kalmanın. 40 dolarlık odada uyuyabilirdim, sonuçta rahat ettiğim sürece benim için yeterli idi. İkinci olarak ise otelin güvenli ve merkezi olması önemli idi benim açımdan.

Jakarta’dan geç ayrıldığım için gece yarısı olmak üzere idi. Odaya yerleşmeden taksiciye parasını vermem söylendi. Ben de verip taksicinin telefonunu da alıp ertesi gün bir şehir turu yapmayı planlıyordum aklım sıra. Yol yorgunluğu ile eşyalarımı bile yerleştirmeden yatıp uyudum. Erken yattığım için sabah da erken kalktım. Odaya yerleşirken ilk olarak yaptığım hareket olan önemli evrak pasaport ve paramı kasaya koymaya kalktım. Fakat kasayı bir türlü bulamadım. Lobiyi arayıp sordum. Verilen cevap odalarda kasanın olmadığı idi. Odaya yerleşmediğim iyi olmuştu. Bavulumu alıp lobiye indim. Görevlilere kasalı oda istediğimi söylememe rağmen ellerinde olmadığını söylediklerinde oda hesabımı kapatıp otelden ayrıldım daha sabahın 9 u idi.

Palavan Eğlence HayatıElimde bavul bilmediğim bir şehirde caddede yürüyordum. Aklıma taksici geldi o an. İlk gördüğüm yerden telefon edip taksiciyi aradım. Bulunduğum yeri söyleyip beni almasını istedim bana ilerde kahvaltı yap ben geliyorum dedi. 45 dakika sonra yanıma gelmişti. Kahvaltıya oda katılıp bir hafta yemek yememiş gibi kahvaltı yaptı ardından beraberce otel aramaya koyulduk. Sent Mark diye bir otele geçtik. Yeri ve fiyatları iyiydi ama boş yerleri yoktu. Taksicide beni yanlış anlamış tanınmış ve pahalı yerlere gezdirmeye başladı. Tekrar açıklama yapıp müdahale ettikten sonra beni Ultimas Ramos Towers diye bir tesise götürdü.

Burası sadece odaların kiralandığı otel gibi işletildiği kiralık apart gibi bir yerdi. Binanın girişindeki güvenliği olsun odaların konforu olsun aradığımı buldum deyip odayı normal ucuz otel fiyatından 1 haftalığına tuttum. Odalar haftalık veya 3 ile 4 günlük periyotlar halinde tutuluyordu fazla günlerin fiyatlandırması daha pahalı oluyordu. Taksici beni aşağıda beklerken odaya yerleştim. Oda manzarası deniz görüyordu. Şahane bir balkonu vardı. Odaya bavulumu bırakıp anahtar kartımı alıp lobiye indim. Kaldığım yerde temizlik ekstraya giriyordu. Mevcut binada Spa merkezi restoran club ve türlü aktivite yerleri vardı ama bunlarda ekstraya giriyordu. Filipinlere gezmeye görmeye yaşamaya gelmiştim ne işim olurdu bina içerisinde. Ödememi peşin yapıp taksici ile dolaşmaya çıktık.

Taksici beni birkaç turistik yere karşı adaya götürüp gezdirdi. Cebu gece hayatını sorduğumda. Otelimin az ilerisinde olan çemberden başlayan caddeye geldiğimizde tarif ederek yerleri bana gösterdi. Yakın olması çok işime gelmişti.
Akşam oteldeki restoranda güzel ama bir o kadarda kazık akşam yemeği yedikten sonra yürüyerek bana gösterdiği caddeye çıktım. Caddenin tabela adı başka olmasına rağmen caddeye Mango caddesi denmekteydi. Mango Caddesi Cebu eğlence hayatı nın kalbi sayılırdı. Bu cadde boyunca sayısız yerler mevcuttu. Yürüyerek caddeyi dolaştım. Gözüme Meşhur içki markası olan Dimples diye bir club ilişti içeri girip oturdum.

Daha önceki gezdiğim yerlerde de ilk işim fiyatları sormak varsa içki listesini görmeyi istemekti. Bu kuralımı uygulayıp fiyatları sorup bilgi almaya çalıştım. Kız başladı saymaya anlaşılacak gibi değil. Durdurup bira kaç para diye sordum. 90 pezo dedi yani 2 dolar. Fiyatı gayet uygun buldum. Lady drinks bayan içkisini sordum 180 plus dedi. 180 pezo 4 dolar ve üstü. Oda makul. Zaten fazla içki içen biri değilim. Bir bira söyleyip ortamı izlemeye koyuldum. Kızları güzel sayılmazdı ama olsun ilk gecedir deyip işlerin kurallarının öğrenmek için orada bir müddet oturayım dedim. İkinci biramı söylediğimde masama gelen kız çok hoşuma gittiği için yanıma oturmasını rica ettim. Oturur oturmaz hemen kendine içki söyledi . Kokteyl tarzı bir şey getrdiler. Bir çırpıda içip ikinciyi söyleyince yolunmamak için hemen pazarlık kısmına geçtim.

Gecelik fiyat 2500 pezo 50 dolardan biraz fazla bir para. Tabi bu fiyatı verdiğinde bar fine diye nitelendirdi. Olur dediğim anda hızla gelen içkiyi de devirip beni pazarlamacısı olan kadına yönlendirdi. İşin acemisiyiz ya gündüzde taksiciye utanıp işlerin nasıl olduğunu sormadığımız için kadına sorduk. 2500 pezo bara peşin ödeniyor ardından bayanla çıkıp gidiyorsun. Bayana isteğinize kalmış olarak bahşiş verebiliyorsunuz ama mecburi değil. Tabi kadın tam olarak bu şekilde anlatmayıp, sabah ise kızın muamelesine göre bedel ödersin dedi. Filipinlerde mamasanlar sadece aracılık görevi görürler kızları yönlendirme kontrol etme gibi görevleri yoktur. Ayrıca tüm parayı bar fine adı altında peşinen ödenmektedir.

cebu gece hayatıBöylece 2500 pezo ödeyip hesap istedim hesap yine fazla itiraz ettiğimde kızın içtiği içkilerin duble yani çift olduğunu öğrendim. Otomatik olarak da çift fiyattan ödedim. Anlayacağınız bu konuya da dikkat ediniz hele de 5-6 içki içerlerse önünü alamazsınız.
Kızla dışarıda şöyle bir dolaşalım dedim de kız hemen otel diye tutturdu. Yürüyüp otele geçtik odaya çıkar çıkmaz ne sohbet ne bir şey duşa girip çıkıp yatağa uzanması bir oldu. Kedi misali ilk mır gır dememize kalmadan işi oldu saymaya çalışıp kalkmaya niyetlenince müsaade etmeyip ikinci fasla başladım aldanıp duşa falan girsem hemen giyinip topuklayacak. İş biter bitmez duşa girme bahanesi ile yataktan kalkıp duşunu aldıktan sonra banyoda giyinip çıkınca artık gidecek kaçarı yok dedim içimden. İlk gecem fiyasko ile geçiyordu resmen. Kız baktım odada durmaya devam ediyor hemen yatağa davet ettim. Yok gidiyorum deyip kapıya yönelince bıraktım çıkıp gitti. Demek ki tips zorunlu değilmiş. Şansını denedi baktı ya tam gece kalacak ya gidecek hemen ayrıldı. Öğrendik bu sayede.

Ertesi gün öğlen taksici ile buluşup bu sefer uzak yerlere doğru birkaç yere gidip dolaştık. Yolculuk ederken taksiciye danıştım. Açıklamaları oldukça dürüst ve gerçekçiydi. O gece diğer yerlerde turladım. Çoğunluğu bar restoran tipi Avrupai yerlerdi. 3. Gece yine Mango caddesine döndüm. Vikings club diye bir yere girdim. İçerisi ilk gittiğim yere göre daha güzeldi. Kızları da daha ilgili ve güzellerdi. Sahne şovlarını seyredip beğendiğim kıza sadece tek içki kendim söyleyip belirterek pazarlık kısmına geçtim peşinen konuştum sabaha kadar diye evet yanıtını alıp bu sefer 3000 pezo yaklaşık 70 dolar ile 300 kusur içki hesabı söyleyip bardan ayrıldık. Bu kızda tutturdu otel diye geri dönüp otele giderken Dimples’a polis baskınını canlı olarak seyrettim.

Kız ile odaya çıkıp ilk geceye nispet edercesine güzel bir gece yaşadım. Kıza akşama kadar gezelim mi diye sorduğumda direkt olarak 1500 pezoya olur dedi. Kabul ettim. Sırf seninle dolaşıp gezmeye bile para alıyorlar.

Sabah kahvaltıyı beraber yapıp kızla dolaştık. Dolaştık dediğimde pazarlara uğradık. Bir iki alışveriş merkezi o kadar. Akşam olmuştu bile kıza 1500 pezo ile 200 pezoda bahşiş verdim. Kız alır almaz uzayıverdi.

O gecede Mangoda takılıp değişik bir bardan oldukça güzel bir Filipinli kız aldım. Filipinler gece hayatı ile ilgili ilk geceden tecrübe sahibi olduğum ve kuralları bildiğim için dikkatli oluyordum artık. Sonraki geceyi boş geçip ertesi günü sabah erkenden civardaki adalar turuna çıkıp civardaki birkaç adayı gezdim. Denizde yüzüp güneşlendim. Tatil dediğin sadece gece hayatı ya da eğlence hayatı ndan ibaret değildi bana göre. Gündüzleri genellikle işimi taksici ile görüp dolaştım. Geceleri de taksicinin tavsiyeleri doğrultusunda geçirdim. Mübarek adam tam anlamı ile rehber gibiydi ve çok yardımını gördüm. Son gecemde yine taksicinin tavsiyesi üzerine Mango caddesinin çembere olan tarafına kalan Juliana discoya gittim. Bildiğiniz standart bar disco gibi bir yer ama içerideki tüm Filipinli kızlar gececi müşteri peşinde. Julianna’dan iki kız birden aldım bu sefer. Çünkü oradaki kızlar 1300 pezoya gidiyordu tüm gece. Fiyat ucuz olunca tek fiyatına iki tane aldım bende.

Keşke daha önce oraya gitseydim hem bu kadar masraflı olmaz hem de bu kadar güzel gece geçirmezdim. Üstelik sabah tipside yoktu sadece kahvaltı ısmarlayıp kızları yollattım. Eşyalarımı toparlayıp Filipinler Palavan adasına doğru uçmak için hava alanına doğru hareket ettim. Yine beni ayni taksici götürdü. Ücretine ilave olarak 100 dolar verdim adam hayretler içerisinde benimle uçak alanına girip gözden kaybolana kadar bana arkamdan el salladı.

Nerdeyse uçağa geç kalıyordum ilk defa tam saatinde hareket eden bir uçak ile uçuyordum. Palawan’ın Puerto Princesa şehrindeki hava alanına vasıl oldum. Hava alanı çıkışından bir taksi alarak Cebu’dan ayrılmadan yer ayırttığım kalacağım otel olan One Manolo otele doğru yola çıktık. Zaten Kalacağım yer ile uçak alanı arasında fazla bir mesafe yoktu. Bu oteli seçmemdeki sebep yine merkezi ve odada kasası olması idi. Puerto Princesa’daki tesislerin çoğunluğu pansiyon tipinde ya da yeterli güvenliği sağlamayan yerlerdi.

Odam gayet rahat konforlu idi. Tabi Cebu’da kaldığım yer ile kıyaslanamazdı ama Hindistan da ve Endonezya adalarını gezerken kaldığım birçok yerden bir gömlek üstündü. Odada iken kapıda garson elinde meyve sepeti ile belirdi. Güler yüzle ve kibarca otelimize hoş geldiniz deyip kendini tanıttı tabi 100 pezoluk bahşişini alıp gitti. O ana kadar Kaldığım tüm otellerin içinde en cana yakın personeli olan otel burası idi.

Palavan Gece HayatıOdadan çıkıp akşam öğle yemeği arası bir şeyler istedim. Balık türü bir çeşit Filipin yemeği getirdiler. Gözüm kesmiyordu görünüşü itibarı ile ama ardından deneyince müptelası oldum. Çok hafif baharatlı balık ile sebzelerin karışımı olan bir yemekti.
Karnımı doyurduktan sonra Sahile doğru yürüyüşe başladım. Zaten bölge çok büyük sayılmaz bütün atraksiyon Rizal caddesi ve Marval caddesinde geçiyor. 2 saatte gezdim yolum üzerindeki bir bara oturup dinlenirken yoldan geçen turistleri ve Filipinli kızları seyrettim. Garsona gece kulüplerini sorduğumda bir iki yer saydı. Girlie Bars yani kız barları orda öyle deniyor deyip Sonra konuyu bu barlara getirdi. Bir iki mekan daha saydı tarif etti. Bulunduğum yerin adı Kinabuchs diye bir restoran bar cafe karışımı bir yerdi. Orada biraz daha oturup kalkarım düşüncesi ile bir bira daha söyledim. Biraların fiyatı ise 60 pezo yaklaşık 1,5 dolardan az. Zevkle biramı yudumlarken hafiften mekandaki masalar dolmaya başladı. Turist ve Filipinli gençler gelmeye başlaması sebebi ile oradan ayrılmayı erteledim. Güzel bir ortam oluşmaya başlamıştı iki turist genç masa olmadığı için masama izin alıp oturdu. Gelenler ile sohbet edip konuştuk gençler ayrılınca ayıp olmasın diye yemek siparişi verdim. Kinabuchs Steakleri ile ünlüymüş. Şöyle büyük boy bir ızgara t bone söyledim yanına da biraya devam ettim. Yemeğimi yavaşça tadını çıkararak yiyordum. O dana eti resmen ağzımda eriyordu.

Garson yanıma gelip sohbet etmeye ve ne oldu gece kulüplerine takılmayacak mısın diye sordu. Gerek yok, burası çok hoşuma gitti tam bana göre diye sorusuna cevap verdim bende. Garson beğendiğinize memnun oldum diye kibarca cevap verip yanımdan ayrıldı. 10 dakika sonra bir Filipinli kız yanıma gelip masaya oturabilir miyiz diye sorduklarında ağzım dolu olduğu için başımla evet anlamında sallayarak cevap verdim. Kızlar 4 kişilik olan masaya 5. Sandalyeyi de alıp oturdular. İlk başta aramızda sohbet geçmemişti ardından ufak tefek sorular ile başlayan sohbetlerimiz, bol kahkahalı, neşeli ve eğleneli bir hal almıştı. Kızlar bildiğiniz bölge kızları markette restoranda çalışıyorlardı. Bir tanesi de dalış merkezinde çalışıyordu. Sohbetlerimiz sırasında kızdan duyup, merak ettiğimden değil de kıza yanaşmak için kayıt olduğum Tubattaha dalış turunu da masada ayarladım ertesi sabah için. Kızlar la sohbetimiz oldukça uzun sürdüğünden o gece kızlar ile beraberce mekandan ayrılıp herkes kendi yoluna gitti.

Ertesi sabah 6 da dalış merkezinden beni araba ile alıp ilk önce dalış merkezine sonra ise limana geçtik Limandaki deniz uçağı ile Dalış noktasına kadar uçakla yolculuk edip vardık. Hava oldukça sakin nerdeyse dalga ve rüzgar yok denecek durumdaydı. Maalesef gece yaptığım plan tutmamıştı geceki kız dalış merkezinin ofisinde çalışıyordu. Uçakta bizlerle beraber değildi. Bu dalış noktasına sadece lisanslı ekipler eşliğinde gidilebiliniyordu. Münferit olarak gidilmesi yasak olduğunu yolda öğreniyorum. Normalde haftalık ve 5-6 günlük tekne seyahati ile bölgeye tur düzenleniyordu. Gece gemide kalınıyor gündüzleri ise tekne ile sırayla bölgedeki yerlere gidip dalışlar düzenleniyordu. Benim şansıma yerel bir dalış merkezinin günlük tur fikri ile o sene başlattığı deniz uçağı ile günlük turlara denk gelmemdi.

Uçaktan şişme botlar doldurulup denizde gideceğimiz noktaya yöneldik. İlk dalış noktası derken ikinci ve üçüncüden sonra hep birlikte uçağa dönüp şişme botları söndürüp uçak ile ana adaya geri döndük. Gerçekten inanılmaz bir deneyimdi. Zaten 12 kişi olan gruba 5 kişilik profesyonel dalgıç refakat ediyordu. O rengarenk balıklar çekiç kafa köpek balığı mercanlar muhteşem ötesi bir şeydi.

Odaya girdiğimde akşam olmak üzereydi. Duş alıp 2 saat dinlendikten sonra bir önceki gece oturduğum Kinabuchs a geçtim. Geç geldiğim için masalar doluydu. Az bekleyip yer boşalmadığını görünce yola çıkıp dümdüz yürümeye devam ettim bir müddet sonra deniz mahsulleri yapan bir restorandaydım. Balığı çok sevmeme rağmen geriye kalan ahtapottur midyedir yengeçtir bunların hiçbirini sevmiyordum. Girdiğim restoranda balıklara bakarken ıstakozların kıpırdanmaları bile beni tedirgin etmeye yetiyordu. Çabuk bir şekilde balıklarımı seçip sipariş ettim. Izgara yapılmasını sipariş edip denize bakan terasına oturup bekledim. Pişirilen balıklar tam kıvamında pişmesine balığın çok lezzetli ve güzel olmasına rağmen restoranın servisi de o derecede kötü idi. Yemeğimi yedikten sonra hesabı ödeyip bir daha o restorana ayak bile basmadım.
Kinabuchs’a geri döndüğümde 2-3 masada boş yer olduğundan bir gece önce bana yapıldığı gibi yanaşıp izin alıp oturdum. Biramı söyleyip ortamın keyfine baktım. Aynı garson yine beni bulup ayni soruları sorunca, aklıma bunun bildiği bir şeyler var deyip garsonla sohbete başladım. Sohbet sonunda garsonunda faydasını göremedim. Düşündüğümde yanılmıştım. Garson sırf sohbet ve müşteri ile ilgilenmek adına benle sohbet etmişti meğer.
Lakin verdiği bilgiler doğrultusunda hareket edip daha ileriye havaalanının alt kısmına doğru yürümeye başladım. İleride bahsi edilen mekanları görüp önlerinde yavaşlayarak ilk önce inceledim görünüş itibarı ile pek gözüm tutmamıştı. Phonix denen yer O caddenin arkasında kalıyordu ara yoldan gidip gelebiliyordun. Aslında restoran olarak görünüyordu lakin dediğim gibi gözüm tutmadığı için yoluma devam edip geri döndüm. Kinabuchs’un önünden geçerken yine ayni garsonu gördüğümde içimden garsona öpücükler koydurup yoluma devam ettim.

Filipinler Gece HayatıTam yol kavşağına geldiğimde garsonun demiş olduğu Tiki Barı aramaya koyuldum. İlerde devamlı önünden geçtiğim ve girişindeki totemlere defalarca bakıp ne ilginç restoran dediğim yerdi meğerse. Adı ise Tiki Restobar ben ise her geçtiğimde Tiki restoran diye okuyordum. Yerin konumu ve ilginç gelmesi sebebi ile içeriye girdim. İçerisi yine benzer özellikte bar restoran karışımı oldukça geniş bir yerdi. İçerisi masalarla dolu ortada sahnesi olan yan taraflarda dans edenlerin olduğu oldukça hoş bir ortamı olan bir mekandı. Bizim eski gazinoları andırıyordu. İçerde Filipinli kızlar çoğunluğu oluşturuyordu. Bara geçip bir bira söyledim daha bira gelmeden yanıma iki tane pekte güzel sayılmayan Filipinli kız geldi. Kızlara bira ısmarlayıp az sohbet ettikten sonra etrafıma bakındım içerde pek öyle güzel sayılabilecek kız yoktu. Biramı içip hesabı ödedim.

Dışarı çıktığımda kapıdan tam girmekte olan iki Filipinli güzelle karşılaşınca geri dönmek zorunda kaldım. Kızlar da onları takip ettiğimi anlamışlar kendi aralarında konuşup gülüşüyorlardı. Ben bara geçip oturduğumda kızların biri yanıma gelip benle sohbet etmeye başladı. 3-5 dakika sonra kendimi kızların masasında oturup sohbet ederken bulmuştum. Kızlar çok akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyorlardı. 1 saat olmadan kızlar ile esas konuya gelmiştik. Kızlar ilk 2000 pezo demesine rağmen ikisini beraber alırsam 3000 pezoya olur dediler. İlk başta anlamayıp açıklama istediğimde tek kız için 2000 pezo ikisi için 3000 pezo toplamda istediklerini long time olarak söylediler. O zaman anladığım için ikiletmeden kabul ettim. Masa hesabını da ödedim yaklaşık 1200 pezo. Kızlar mekana çalışmıyorlardı. Zaten mekan kızların müşteri bulmak için gittikleri bir yerdi. Kızlar ile birlikte kaldığım otele geçtik. Keyifli bir gece geçirdikten sonra uyuyakaldık.

Ertesi sabah devam edelimi diye sorduğumda günlük 3000 pezo daha istediler. Tam 24 saatliğine. Kabul edip beraberce dışarı çıktık plaja gidip güneşlenip yüzdük. Gece birkaç değişik bara gidip eğlendikten sonra geceyi yine keyifli bir oda muhabbeti ile sonlandırdık.

Kızlar ile beraberce 2 gün daha geçirdim. Araba kiralayıp adanın değişik yerlerine gittik. Issız kumsallarda denizde yüzdük. Bulunduğumuz Cebu adası cennet gibi geliyordu bana. Son gün paralarını verip kızlar ile vedalaştım. O gece yine Kinabuchs’a gidip oturdum erken vakitlerde. Biramı içip hala daha tadı damağımda olan bifteklerinden yedim. Son gecemi yalnız geçirip eresi günü otelden Palavan adasının uç kısmında bulunan Filipinler El Nido  doğru yola koyuldum.
El Nido ya şoförlü olarak kiraladığı araç ile gittim. Orange Pearl diye deniz kenarındaki bir tatil köyünde kalacaktım 4 günlüğüne. Fiyatı uygun ama gayet otantik bir tatil köyü idi. Binaları hasır ve bambudan yapılmış güzel bir yerdi. Odaya girdiğimde yol yorgunluğu nedeni ile 3 saat uyumuşum. Kendime geldiğimde Tatil köyü ve civarında dolaşmaya koyuldum. Diğer yerlerin aksine burası sakin sessiz cennet gibi güzel bir yerdi. Tatil köyünde kalan yabancı turistler ile barda içki içip sohbet ederek gecemi tamamladım. Etrafta fazla bir hareket olmadığından odaya çekilip uyudum. Sabah kalktığımda etrafa sorarak merkezi konumda olan küçük bir yerleşim yerinden bahsedilince oraya doğru yola koyuldum. Gerçekten yer köy gibi bir yer ama etraf turist kaynıyor.

El Nido Gece HayatıYol kenarındaki bir yere oturup meyve suyu söyleyip etrafımı seyre koyuldum. Öğlen yemeğimi de iskeleye yakın bir balık restoranında güzel bir balık sofrası ile yaptım. Akşama kadar etrafı turlayıp dolaştım. Gözüme Asylum bar diye bir yer çarptı. İçeri göz atayım dediğimde daha içerisinin boş olduğunu fark edip geri döndüm. Akşam yemeğimi otelde yedikten sonra tekrar Asylum Barı kontrol etmek için otelden ayrıldım. Sabah otelden yürüyerek gittiğim için yürüyerek gideceğimi hesaplamıştım fakat etrafı gezerek gittiğimden yolun uzunluğunu anlamamıştım meğer. Yolun ilk 15. Dakikasında gerçeğin farkına vardım. Şansıma yolda yürürken yanımda duran servise binip köye vardım. Tam Asylum Barın girişinde beni indirmişlerdi. İçerisi hınca hınç dolu ve kalabalığı ağırlıklı gençlerden oluşmaktaydı. Filipinli kızlar göze çarpıyordu ama o kadar gencin içerisinden iş çıkarmak zordu esasında ama yinede şansımı deneyim deyip bir iki bakışmadan ve sohbetten sonra etrafımda bir bayan kalabalığı oluşmuştu nedense. Her gelen içki istiyor bende nazikçe red ediyordum. Bir anda kendimi Sinema artistleri gibi yıldız şarkıcılar gibi hissettim. Tabi biliyordum o kadar yakışıklı değilim ama tipsiz de değildim.

Yine kızlarla sohbet dans derken etrafımdaki kalabalık azalıp bir iki tane kalınca onların içerisindeki güzel olanı seçip içki sordum. Sanki diğerlerine gidin demişim gibi bir anda geriye kalan 5-6 kızda yanımdan uzaklaşıverdi. Kız güzel çekici ve Filipinlilere nazaran boyu uzundu. Sohbet faslı derken fiyat konusuna gelip 2000 pezo dediği fiyatı kabul edip bardan ayrıldık. Sorun otele nasıl döneceğimizdi. Kıza taksi falan çağıralım diye söylediğimde bir baktım ufak bir motora biniyor bende arkasına bindim. Doğruca otele geçtik.

Ertesi sabah otelde kahvaltımızı yapıp kıza parasını ve 200 pezoda ekstra bahşiş verdim.Teşekkür edip ayrıldı. Gündüz Otelin karşısındaki plajda Avrupalı kızları dikizleyip meyve kokteylimi içip güneşlendim. Otel müşterileri ile sohbet edip tüm günümü tatil köyü hudutları içerisinde geçirdim. Akşam yemeğinden önce Lobiye uğrayıp yerleşim yerine inmek için ne gibi alternatiflerim olduğunu sorduğumda Servislerinin her saat başı kalktığını öğrendim. Akşam yemeğini yedikten sonra hazırlanıp servisle yola çıktım. Geceki servis meğer bizim otelin servisiymiş. Bindiğimde fark ettim.

Köye biraz erken gelmiştim ilk barı kontrol ettim içeride kalabalık vardı diye içeri girip bara oturdum. İçkimi içip pistte dans edenleri izlemeye başladım. Yine kızlar etrafıma toplanmışlardı. Saat erken olduğu için daha turistler gelmemişti. Ben kızları incelerken pistin kenarında içeri doğru gelen geceki kızı fark edince seslenmek için ayağa kalktım. Kızda beni fark etmiş bana hızlı adımlar ile gelerek sarıldı yine ayni olay bir anda etraftaki kızlar etrafımı boşaltıvermişti. Kıza içki söyleyip az sohbet ettikten sonra dışarı çıkıp dolaşalım mı diye sordum. Kız kabul etti ama fiyat ayni değimli diye sordu doğal olarak. Çünkü hiç fiyat konuşmamıştık.

Filipinler Eğlence HayatıBirlikte dışarı çıkıp dolaştık. Zaten küçük bir yerleşim yeri 30 dakikada da her yeri gezdik. Yol kenarında satılan meyvelerden satın alıp yedik. Baktım köyde pek bir atraksiyon yok Tatil köyüne gidelim dedim. Beraberce Otele geçtik. Otelin barının daha güzel bir ortamı vardı. Kız ile bir müddet orda takılıp odaya geçtik.
Ertesi sabah kız kendi sordu gideyim mi yoksa kalayımı diye. Tabi ücret farklılık gösterdi tam gün 1000 pezo fark ediyordu yani 3000 pezo istiyordu. Karşılığında da motoru ile adayı dolaştırabileceğini değişik yerlere götürebileceğini söyledi. Demese de kabul edecektim zaten.

Kızla kaçacağım güne kadar beraberce gündüzleri gezdik dolaştık denize girdik. Geceleri ise her gece ayrı bir Tatil köyünün barına uğradık plaj partilerine katıldık. Zaten El Nido gece hayatı Asylum bar ile otellerin barlarında ceyran etmekteydi. Son gece kızı erkenden yollatıp uyudum ertesi gün otelden çıkışımı yapıp yine Şoförlü kiralık araç ile El Nido’dan Puerto Princesa doğru yola koyuldum. Bir gece orda konakladıktan sonra naşka adada olan Filipinler Iloilo şehrine uçak ile geçtim.

Hava alanından Taksi ile kalacağım otel olan Hotel Del Rio ya doğru yola çıktım. Otel iyi temiz ve güvenli bir oteldi. Zaten Iloilo’da 3 gece kalıp Boracay Adasına doğru yola çıkacaktım.

Iloilo şehrinde ilk gece otelin yakınındaki birkaç bara uğrayıp takıldım. Ertesi gece Köprünün karşı tarafında olan Smallville Eğlence bölgesine geçtim. O bölge Iloilo gece hayatının merkezi konumunda olan bölgesiydi.
İkinci gece Taksi ile Smallville e gittim. Kompleksin içerisinde ve etrafındaki barların birkaçını denedikten sonra kararımı MO2 dan yana kullandım. Lakin içeri girer girmez dışarı çıkmam bir oldu. Meğer gey lerin takıldığı bir mekanmış. Ucuz sıyırmıştım. Aslında kapıdan girerken anlamam gerekiyordu kapıdakiler ve içerdekiler hep erkekti gözlerimin içine bakıp gülümsüyorlardı. Kopleksdeki ikinci tercihim olan Aura’ya geçtim.

Burası normal ve içerde bolca Filipinli kız bulunmaktaydı. İçim rahatlamış bir vaziyette biramı elime alıp etrafı seyretmeye koyuldum. Şu ana kadar Filipinler Eğlence hayatında gördüğüm yerlerden biraz farklı görünüyordu. Çok geçmeden durumu çözdüm. İçerde müşteri avında olanlar maalesef mevcut değildi. Fazla Avrupalı ve turistte yoktu. İlk başlarda bu durumu yadırgayıp tedirgin olmama rağmen Filipinli kızlar ve erkeklerin nazik davranışları sayesinde rahatlamam uzun sürmedi. Bir ara yanımda bulunan Filipinli bir gurup ile de sohbet etme imkanım oldu. Gençler diğer bölgelerdeki Filipinli gençlerden daha nazik ve sıcakkanlı davranıyorlardı. Bir müddet daha orada takıldıktan sonra iş çıkmaz deyip oradan da ayrıldım. Dışarıda bekleyen taksinin birine atlayıp otelimin adresini verirken taksi şoförü pişkin bir şekilde soru sormaya başladı.

Iloilo Gece hayatıİlk sorusu yalnız mısın bayan istiyor musun diye idi. Kısa bir süre taksi şoförüne bakıp yok istemem dedim. Bu sefer oğlan ister misin diye sordu. Hiç düşünmeden yok teşekkür ederim dedim. Şoför ısracı bir şekilde erkek arkadaş ister misin diye sorunca kapıyı açıp taksiyi terk ettim. Taksici arkamdan seslenmesine rağmen diğer bir taksiye binip otel adresini verdim. Taksici tamam deyip hareket etti otele az kala bu taksicide benzer sorulara başlaması ile zaten köprüyü de geçmiştik hali hazırda. Taksiyi durdurup indim. 2 dakikalık yolum kalmıştı otele yürüyüp otele geldim. Odama çıkıp yattım.

Ertesi günü dolaşma çemberimi genişletip İspanyol zamanından kalma bir iki tarihi yeri gezip otel çevresinde takıldım. Iloilo gecelerinden pek umutlu değildim enerjimi Boracay gece hayatına saklıyordum. Orayı çok met etmişlerdi Malezya’da ve Endonezya’da tanıştığım yabancı turistler. O yüzden son gecemde sadece etrafta dolaşıp otele yakın olan bir iki bar restoran tarzı yere uğradım. Aslında ikinci gittiğim yerde Filipinli bir bayan ile tanışmama rağmen son gecem olduğu için arkadaşça sohbet edip kızı yollattım. Üstüne gitsem parasız iş çıkarabileceğime inanıyorum.

Ertesi sabah otelden ayrılıpIloilo’dan Filipinler Boracay Adasına doğru otobüs ile yola koyuldum uzun ve yorucu bir yolculuğun ardından feribot ile Boracay adasına vasıl olmuştum.
Boracay adasında 10 gün kalmayı planlıyordum ilk üç gün için Deparis Bech Resort tatil köyünde yer ayırtmıştım. Tatil köyü Boracayın meşhur White Beach beyaz plaj denilen plajında denize sıfır bir konumdaydı. Odaları güzel konforlu ve otantikti. Tek kusuru odada kasa olmaması idi. Lobide kiralık kasalarda önemli evraklarımı ve paramı saklamam gerekti. Fiyatı da oldukça tuzlu sayılırdı. Gerçi tüm Filipinler tatilim sırasında en pahalı kaldığım yer orası idi ayrıca Boracay Adasındaki tüm tesislerin fiyatları uçuktu.

Boracay Eğlence HayatıOdama yerleşip Lobideki kasaya da emanetleri bıraktıktan sonra ufak bir ada turuna çıktım. İster inananın ister inanmayın çıktığıma pişman oldum. Her taraf Rus turist dolu Tropik ortam olmasa kendimi Antalya sahillerinde sanırdım. Lakin Kızları yerine Rus erkeklerinin apaçileri doluşmuştu adaya. 5 erkeğe 1 Rus kızı düşüyordu nerdeyse bu kızların yarısı da ya evli ya da sevgilisi ile gelmiş vaziyette. Etrafta tek tük Filipinli kız var ama onlarda da pek iş yok. Gördüklerim duyduklarımdan zıt yönde olmasından dolayı ada turumu yarıda kesip odama gittim. Saat de gece olmuştu zaten. Akşam yemeğimi Otelde yedikten sonra White beach de dolaşmaya çıktım birkaç Plaj barına rastladım ama içerisi yeni yetmeler ile bıyığı bile terlememiş Rus gençleri ile doluydu. Zaten Rusları hiç haz etmem aramızda bir şey geçmemesine rağmen ısınamadığım bir millettir. Kızları ayrı onların güzelliğine ve çekiciliğine lafım yok ama erkekleri ile yıldızım hiç uyuşamadı nedense hele de Boracay adasında gördüklerimden sonra tamamen soğudum diye biliriz.

Bu sefer plajdan iç kesime doğru yöneldim karşıma çıkan bir club a girdim bira içip etrafı seyrederken zaten içerisi Rus apaçileri ile dolu ardından bir kavga çıkarıncalar gecemin içine ediliverdi. Otele yolu uzatarak giderken yol kenarındaki Filipinli kızlar birçoğu transeksüeldi. Nereye gidiyorsun bende geleyim hey hoy diye sesleniyorlardı. Seslenenlere kulak asmayıp otele doğru yürümeye devam ettim. Otele döneceğim kavşağın köşesinde elindeki telefon ile uğraşan ve oldukça güzel sayılan Filipinli kızı görünce yanında duruverdim. Kız telefondan başını hafifçe kaldırıp 1000 pezo diyiverdi. İşe bakınız yani Boracay adası için o kadar ümitle buraya gelmiştim 10 gün kalmayı planlarken karşılaştıklarım ile hayal kırıklığı yaşamaktaydım. Güzel olan kız ise yüzümüze bile bakmıyor. Okey deyip sordum long time 1000 pezo diye.
Kızda evet diyince kız ile beraber otele geçtik başladık lobidekine 50 pezo bellboya 50 pezo güvenlikçiye 50 pezo bahşişlere, gelen yok diyor 50 pezoyu alıp yol veriyor. Biraz daha durursam otel müşterileri de bahşiş istemeye gelecekti nerdeyse.

Kızla odaya girdiğimde tüm hevesim kaçmış vaziyette mini bardan bir bira kendime bir bira da kıza uzatıp balkona çıkıp oturduk. Biramı içerken sakinleşip kızla sohbet etmeye başladım. Kız aslında ilk izlenimim aksine çok kibar ve nazik bir şekilde bana davranıyordu. Fakat cep telefonu devamlı çalıyor mesaj üstüne mesaj geliyordu. Kimle konuşuyorsun erkek arkadaşın mı diye espri yapmak istedim. Kız sakin bir şekilde telefonu bana gösterip mesajları açıklamaya başladı resimlerde vardı. Meğer büyük kız kardeşi ile yazışıyormuş. 3 yaşındaki kızının resimlerini yollamış ablası. Kıza baktım gözleri ağlamaklı bir şekilde telefona bakıyor. Biraz daha baksam ben ağlayacaktım. Hiç böyle duygusal durumlara gelemem. Zaten hevesim kaçmıştı birde bu olayı dinleyince iyiden iyiye hevesim gitmişti.

Boracay gece hayatıKızla sabahın ilk ışıklarına kadar balkonda içki içip sohbet ettik. Odaya yemek söyleyip gece yarısı kahvaltısı yaptık. Sabah erkenden de kıza 2000 pezo verip gönderdim. Kız şaşkınlıkla gece hiçbir şey yapmamamıza rağmen istediği paranın iki mislini verdiğimi görünce ilk inanamayıp parayı hızlıca çantasına yerleştirdi. İnsan işte bilmeden beni kandırdı sanıyor. Halbuki isteyerek vermiştim o parayı. Anlamadı işte ya da böyle bir durum ile karşılaşmadığı için davranmıştı bilemem.

Kızı yollatıp odaya döndüm İyi bir uyku aldıktan sonra lobiden Manila uçuşları ile ilgili bilgi aldım en erken Manila uçağı ertesi akşam saat 8 gibi kalkıyordu. Mecburen bir gece daha Boracay adasında kaldım. Boracay eğlence hayatını oldukça canlı gibi görünse de benim umduğum gibi değildi. Palavan gece hayatı bana göre daha güzel ve de benim için daha zevkli geçmişti.

O gecede adada turlayıp bir iki mekana girip çıktıktan sonra otele dönüp ertesi sabah eşyalarımı toplayıp feribot ile ana adaya geçtim o bölgede biraz dolaşıp öğle yemeğimi yedikten sonra otobüs ile Kalibo’ya geçip uçak saatimin gelmesini bekledim.

Nihayetinde 1 saatlik bir rötar ile Manila’ya doğru uçak ile yola koyuldum.
Dostlarım burada Filipinler seyahatimin ilk bölümünü noktalıyorum.

 

Yazının devamını okumak için litfen tıklayınız Filipinler Manila Angeles City

 

Bu yazıyı hazırlayıp emek gösteren Sn. Tolga G ye tüm asyarehberi ekibi ve müdavimleri adına teşekkür ederiz.

 

 

Toplam 20 Yorum Var

  1. Tolga kardeş gerçekten uzun ve güzel bir yazı oldu. Filipinleri merak edenlere kendi gözün ile tanıtmanı beğendim. Ama şahsen şu meşhur bali maceranı yazsaydın eminim herkes çok beğenecekti.

  2. Sayın Tolga G
    Yazını okudum Filipinler merak ettiğim ülkelerden bu ayrıntılı ve bilgilendirici yazı için teşekkürler oldukça değerli ve ayrıntılı bilgiler içeriyor anlattıklarınıza bakılırsa sizde daha çok yazacak hikaye var arayı çok açmadan devamlarını bekleriz.

  3. Yorumları yapan ve yapmayan tüm site ziyaretçilerine teşekkür ederim.
    @artema Fırsatını bulurbulmaz yazımı yazıp Polat abiye yollayacağım. O artık düzenleyip yayınlar.
    @Polat abi onu ilerde Bali Yazımı yazacağımda anlatırım.
    Çok istersen beraber yaşadığımız Bangkok maceramızı yazalım bu sene olanı ne dersin. 😀 😀

  4. Galiba Filipinler kimsenin ilgisini çekmedi. Yinede yazının devamını şu bir kaç gün içinde yazıp yollayım.

  5. Tolga hocam emin ol bir çok kişinin ilgisini çekti.Hatta sitede benim en ilgimi çeken yazılardan biri oldu.Devamını merakla bekliyoruz.

  6. Güzel bir yazı ve bilmediğimiz yerleri detaylandırmışsın. İlgi yok deme bence çoğu kimse yorum yapmayı sevmiyordur ve filipinlere giden az olduğundan fikir de yürütülmüyordur yoksa yazın on numara.

  7. Tolga bey Filipinler çok merak ettiğim ülkeler arasında yer alıyor. Güzel detaylı anlatımınız ile yazınızı bir solukta okuyup bitirdim. Söz verdiğiniz 2. bölümü merakla bekliyorum. Yeni bölümde Filipinler gecehayatında yaşadıklarınızı biraz daha detaylandırırmısınız lütfen.

  8. Okuyupta yorum yapmayi ihmal ettigim yazilardan biri kusuruma bakmayin, cogu insanda yorum yazma zahmetinde bulunmuyor.

  9. Arkadaşlar yazının ikinci bölümünü 2 gün önce yollamıştım. Herhalde daha düzenlenmediği için yayınlanmamıştır.

  10. Yazıyı aldık yayınlanma sırasındadır. Sırası geldiğinde düzenlemeler yapılıp yayınlanacaktır. Site içi işler ve teknik konular yüzünden aksamalar olmuştur. Sn. Tolga ile de görüşülüp durum izah edilmiştir.

  11. Arkadaşlar yazımın düzenlenmesine başlandı aksamasının nedeni benim zamanımın az olmasından kaynaklanmaktadır. Yazıdaki düzenlemeleri karşılıklı konuşarak hazırlıyoruz site ekibi ile o yüzden gecikme olmuştur sizlerden özür dilerim.

  12. teşekkürler çok güzel bir yazı yazmışsın devamını bekliyorum çok güzel anlatmışsın gittiğin her yeri

  13. selam arkadaşlar 09.04.2016 ile 25.04.2015 arası 8 gece pattaya 7 gece filipinlere gıtmek için biletimi aldım tayland’ta 3 kez gittim değişiklik olsun diye tayland tatilimin 6-7 gununu filipinlere kaydıracagım ist bankong biletimi 1,615tl ukrayna hava yolu ıle aldım bangkokng dan filipinlere ayın 18.06.2016 gecis yapacagım cebu havayolu ıle onuda aldım donus 24.04.2016 bangkonk 5-6 saat bangkon takıldıktan sonra ıst ye donusum olacak ucakları ıyı ayarladım.
    ama filipinlere hiç gitmedim nerde kalınır ne yenır ne ıcılır hıc bır bılgım yok gece hayatı nasıl nerde akar bu konularda bılgıye ıhtıyacım var. Gitmek isteyen olursa buyursun gelsın ben ve kardeşim gidiyoruz tatıle xxxxxxxxxxxxxxxx bu maıl adresım
    yardımcı olacaklardan veya bıze takılmak ısteyenlerden maıl beklıyorum

  14. muzaffer kardeş gidiş dönüş uçak bileti fiyatı nedir şuan güncel kur üzerinden. direk bangkok istanbul arası gidiş dönüş fiyatı.

Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.


*