Hikkaduwa Beach Festival

Sri Lanka anılarımda Hikkaduwa Beach Festival ile Hikkaduwa Beach Party diye bilinen plaj partisinde yaşadıklarımı siz değerli asyarehberi takipçileri paylaşacağım. Sri Lanka maceralarımı elimden geldiği kadar yazıp Sri Lanka gezisi deneyimlerim ile yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Aslında ilk olarak Rio Karnavalı ile ilgili yaşadıklarımızı yazacaktım ama bir yanlış anlaşılma olduğu içi ilerde o yazımı da yazıp yollayacağım..
Ben yurt dışında, İngiltere’de Makine Mühendisliği okudum. İsmim Mehmet. İlk yıl hazırlık Lisan okulunda tanıştığım hatta üniversitede ayni daireyi paylaştığım arkadaşlarım ile hazırlık okulunu bitirdikten sonra 3 arkadaş Rio ya gidip karnavalın son beş günü boyunca çılgınca bir tatil yapmıştık. Bizim ekip 4 kişi ben yani Mehmet, Fransız arkadaşım Aron, Sri Lankalı arkadaşım Kusan bu üçlü ilk hazırlık kursunda tanışıp kaynaşmıştık ve beraberce Rio ya gitmiştik. Üniversite 1. Yılımızda ise İngiliz olan Gordon ile tanışıp, Gordonun yardımı ile hep beraber 4 yatak odalı uygun bir fiyata ev tutup taşınmıştık. Bu 4 kişilik arkadaş gurubu şimdi Sri Lanka’ya gezi yapma planları yapıyorduk. Geçen senede okuldan mezun olduğumuzda ev arkadaşım ki kendisi Sri Lankalıdır. Onun isteği üzerine 4 arkadaş yine yollara düşme planı yapmaya başladık. İlk olarak Temmuz ayı ortası Türkiye’de buluşup 1 hafta benim misafirim olduktan sonra topluca Sri Lanka tatiline gidilecekti. Yapılan ve karara bağlanan plan bu idi.

Arkadaşlarım ile Antalya’daki yazlıkta 6 gün boyunca kalıp onlara Antalya Alanya Manavgat aklınızda ne kadar yer varsa gezdirdim. Arkadaşlarıma gündüz plajlardan karı kız ortamlarına kadar dolaştırmış, Türkiye’yi ve Antalya bölgesini tanıtmıştım. Gezip gördüğümüz yerlerde de Kusan a (Sri Lankalı arkadaşım) soruyorduk Sri Lanka ile kıyasla diye eh deyip başlıyordu anlatmaya. Öyle bir anlatıyordu anlattığı yeri bırakın Sri Lanka yı sanki Las Vegas, Miami, Bahamalar karışımı bir yermiş gibi anlatıyordu. Sonra anlatımını değişip anlatıyordu duyan Amozon ormanları ve ıssız bir ada sanırdı. Farklı şekillerde anlatıyordu Sri Lanka’yı.
Uzatmadan Konuya gireyim
Pazar günü Antalya’dan Dubai aktarmalı olarak Sri Lanka’nın Başkenti olan Kolombo’ya ulaştık. Uçakta Aron’un şakaları bize uçak yolculuğunun eziyetini ve çilesini unutturdu. Sri Lanka havaalanında bizleri Kusan ın babası karşılayıp Kusan ın ailesine ait olan Kolombo nun dışında sahil kenarında ki eve bıraktı. Ev o kadar iyi değildi, ama öğrenci adamın işine yeterdi ve artardı bile.
Hızla eşyalarımızı odalara fırlatıp, üstümüze mayo şortları çektiğimiz gibi hep birlikte sahilde aldık soluğu. Çevremiz de mayolu ateş gibi kızlar tangalar ipkiniler yabancı turistler görsel bir ziyafet bizleri plajda karşıladı. Gördüğümüz manzara tüm vücudumuza enerji depolamaya başladı. Çadırlar kuruldu…. Sakinleşmek için yavaş ve derin soluk alıp vermeye başladık ta ki çadırlar bozulana kadar. Kendimizi zapt ettiğimizde 100 mt ilerdeki kulube bar karışımı olan yere oturduk. İçecek olarak meyve kokteyli söyledik. Şemsiyeli ve büyük bardakta. İçip serinlerken kızların vücutlarından tanga ve ipkini bölgelerinden yukarıya yüz kısımlarına bakmaya başladık. Turistler normal hatta ülkelerinde güzel sayılmayacak tipteydiler. Ama yerli kızlar tam hayal kırıklığı yaşatmıştı. Ne Asyalı ne zenci nede Hintli idiler. Vücutları kırbaç gibi dokunsan yakacak nerdeyse ama yüzlerine kese kağıdı lazımdı. Yanına da 2-3 kilo bal belki yersiniz o zaman.

Bu hayal kırıklığı ile üçümüz Kusan a dönüp ona çıkışıp, onunla dalga geçmeye başladık. Hatta şansına Gordon Antalya da iken Rus turist te götürmüştü. Gordon da Antalya’ya geri dönmek istiyorum demeye başladı. Gülmekten resmen yerlerde yuvarlanıyorduk. Kusan hiç keyfini bozmadan yanımızdan kalkıp gayet cool vaziyette barın karşı tarafına yöneldi. Yanımızdan ayrılıp oraya oturduğu için acaba kırdık mı üzdük mü diye konuşmaya başladık kendi aramızda. Fazla üstüne gittik deyip, yanına gittiğimizde o ana kadar yaptığımız şakaları ve sözleri yüzümüze vururmuşçasına Kusan yanındaki sanat eseri gibi esmer güzeli bir Sri Lankalı kızla konuşuyordu. Hemen geri çark edip uzaktan dikizlemeye başladık. 20 ile 30 dk daha kızın yanında kalan Kusan kalkıp yanımıza geldi. Hiç konuşmadan yanımıza oturdu. Bizlerde meraktan çatlayıp dayanamayıp sormaya başladık. Meğer kızı eskiden tanıyormuş, bize hava attı mal. Bizde sazan gibi yakalandık. Ama ardından güzel haberi verdi. Kız da arkadaşları ile gelmiş yarın plajda buluşuyorduk. Hep bir ağızdan Kusan a manitalarla bu gece buluşalım bara eve davet edelim dedik. Kusan olmaz Aileyi ziyaret edeceğiz öyle karar kılındı dedi. Fazla üstelemedik Kusan ı kendi memleketi nasıl olsa zamanımızda bol deyip plajın manzarasına geri döndük.

Gece kusanın babası bizi alıp evlerinde yemeğe götürdü. Tüm aile bizi karşıladı. Sıra ile tanıştırıldık. Sofraya geçtik. Ama kadınlar ayrı masaya oturdular. Erkekler ayrı masaya. Bizim masanın başına Kusan ın abisi geçip tüm masa ile o ilgilendi. Yemek boyunca konuyu o açtı, o kapattı. Sanki masa gemi oda kaptanı gibiydi. İlk içkilerimizi içeceğimizde ayağa kalktığında herkeste kalktı, bizde onlara uyup kalktık bir şeyler söyleyip ilk içkiyi o içince geriye kalanlar içti. Gordon ise bana sor dedi nedir bu olanlar diye. Kusana sorduğumda Sri Lanka adetidir dedi. Sonra açıklarım deyip masaya yöneldi. Masadakilerin hepsi İngilizce konuşuyorlardı. Gece yarısını geçtikten sonra abisi bizi kaldığımız eve bırakıp Kusan a yarın sabaha araba getirttireceğini söyledi. Şanslıydık araba kiralamaktan da kurtulmuştuk bu vesile ile.
Söz verdiği gibi üstü açık siyah Suzuki marka arazi tipi araç getirdiler. İşimizi görürdü çok şükür. Şoförümüz ise Kusan. Tabi arada Gordon da kullanmıştı, çünkü o da alışıktı ters şeritte kullanmaya. Geceki soruma ise yanıt almıştım, masa kuralları gereği biri masayı kontrol ederdi o yönlendirir o karar verirmiş. İsmini de söylemişti ama geçmiş zaman unuttum. Pekte önemli değil.

Öğlene doğru Plajda manitalar ile buluştuk. 4 e 4 olmuştuk. Hep beraber takılıp işlerin kendiliğinden gelişmesini bekledik. Neticede kızlar bizi kendi aralarında paylaşmışlardı Kusan ın tanıdığı benim ile ilgileniyor, gurubun çirkin olan hafif kilolu kızı da Gordon ile. Gordon isyanlarda ama bizlerin ortamını bozmamak için belli etmiyor. Gündüz Plajda Gecede yakın yerdeki barda takıldık. Bar beklediğim gibi değildi. En azından Kusan ın bahsettiği Sri Lanka gece hayatı ile yakın alakası yoktu. İçkileri alıp kaldığımız eve geldik bahçede oturup içip eğlenmeye devam ettik. O gece aksiyon sahneleri yaşanmadı maalesef. Kızlar geç oldu deyip ayrıldılar.
Ertesi gün Gordon un tüm itirazlarına rağmen manitalar ile buluşup yakın yerlerdeki tarihi turistik yerleri gezdik. Kızlardan iş çıkarmayıp sadece gezip gördüklerimiz ile yetindik. Ben benim manitaya bir iki hamle yapıp yanaşmak istedim ama çabalarım sonuç vermedi. Geri döneceğimiz vakit hep bir araya geldik. Gordon yok onu aradık sonunda kızla ortaya çıktı. İstemem diyordu ama şeytan tüyü var sanki manitayı götürmüştü. Kızda anladığımızı fark etmiş bizden uzak durmaya çalışıyordu tabi acınacak halimize aldırmayıp bir güzelde dalga geçtik.
Gece manitalar ile Kolombo ya gittik. Kolombo daki Sri Lanka gece hayatının beklediğimden de hızlı ve renkli olduğunu gördüm. Bir iki clube e bara uğrayıp dolaştık sonunda girdiğimiz clubü beğenip, Geceyi orda sonlandırdık. Geri dönüş yolunda pek üzücü olmayan hatta bizler için sevindirici haberi de aldık. Kızlar sabah geri dönüyorlardı. Üzülmüş numarası yaptık. Moralimiz bozulmuş gibi davranarak kızları yolladıktan sonra hızla geri dönüp yine bir iki bara bakınıp en sonunda işlek cadde üstündeki güzel çikolataları aldık. İç açıcı değillerdi. Tek iyi tarafları sexy vücutları okadar.

Ertesi gece Kusan ın abisi bizi gezdirip dolaştırdı ağırladı. Gecenin sonunda club de ayarladığımız yerli eskortlar ile geceyi geçirdik. Pek bir numaraları da yoktu özellikle Rio yu yaşamışsanız.
Sabah Kusan Bizleri 2 saat uzaklıkta olan Hikkaduwa ya götürdü. Görülmesi gereken yerleri hızla gösterip plaja indik. O ne? Burası coşmuş resmen, o güne kadar niye gelmedik diye başının etini yedik Kusan ın. Plajda yine ipkini tanga üstsüz ne arasan var, ama turistler genç güzel ve çıtır. Yerliler desen çoğunluğu melez esmer güzelleri sanki birer sanat eseri.
Kendimizi plajda kızara yanaşmaya adadık ama Sri Lankalı erkekler horoz misali bölgelerini korumaya çalışıyorlardı bir iki tanesi ile de istemeden dalaştık. Gordon ve Aron vücut geliştirme çalıştıkları için iri kaslı olmaları olayların ilerlemesine engel oldu tabi Kusan da araya girmişti. Sonunda Aron Fransız bir gurupla samimi olunca şansımız geri döndü. O gece kaldığımız eve dönmeyip geceyi kızlar ile kızların otelinde geçirdik.

Ertesi günü eve dönüp ufak birer çanta hazırlayıp geri döndük. Sanki kızlar bizi bekleyecek. Plajda kızları bulduğumuzda başka bir erkek gurubu ile beraberlerdi. Canımız sıkılsa da yapacak bir şey yoktu. Bunu fark eden Kusan bizlere merak etmeyin esas olay bu gece yılda bir kez düzenlenen Hikkaduwa Beach Festival bu gecedir dedi. Sadece gündüz dinlenelim hazırlıklı olalım dedi. Hiç duymadığımız için Kusan ı soru yağmuruna tuttuk. Meğer dünyaca ünlüymüş, Hikkaduwa Beach Party her cumartesi gecesi Plajda yapılıyormuş ama Hikkaduwa Beach Festival yılda bir kez beş gün süren bir etkinlikmiş. Oda bu gece başlıyormuş şansımıza artık. Bu festival için Sri Lanka gecelerinin son noktası diyebilirim. Gördükten sonra Rio ile bile kıyasladım denebilir. Öylesine çılgın bir ortamı vardı.

Saat 9 buçuk gibi plaja indik. Tüm sahilde müzikler ateş etrafında dans edenler Normal kıyafet giyenler, ipkinili tangalı yerli yabancı hatunlar.  Kurulmuş olan sahnelerde canlı müzikler her şey var. Eğlence son sürat tam gaz. Bizlerde balıklama dalıyoruz aralarına. İçip dans ediyoruz, yok böyle bir çılgınlık tanımadığın kız sana sarılıp seksi danslar yapıyor çadırı kurdurup gülüp bir başkasına geçiyor. Saatler ilerledikçe çılgınlığın dozu da artıyor. Özellikle turist kızlar üstlerini fora etmeye başlıyor. Aron a bakıyorum iki kız tarafından esir alınmış dans ediyor. Gordon ortada yok. Kusan ise yerli kızların arasında kafası kıyak bir şekilde bir kıza sarılıp diğerine geçiyor. Durum bu halde iken artık bende kendimi tutamayıp çılgınlık yapmaya başlıyordum. Kimi bulduysam sarılıp dans ediyorum. Bir ara karşımda dans eden kız altını bile çıkarıyor. Tam kıza sarılıp işe koyulacağım arkadaşları müdahale edip üstüne bir şeyler bağlıyor ama altında bir şey yok kız zıpladıkça her şey meydanda. Tabi bizim çadır da kuruluş vaziyette ama umursamayıp eğlenceye tam gaz devam ediyorum. Sonunda kızı ayarlıyorum, onların grupla takılmaya başlıyorum akabinde. Kayıp olan Gordon da yanıma geliyor. Diğerlerinin de keyfi kıyak. Kız beni elimden çekiştirip denize giriyoruz. Denizde film kopuyor resmen. Deniz sefamız başlıyor. Ama müdahale geliyor bizi dışarı çıkartıp uyarıyorlar. Meğer kalabalık başı boş değil sivil gezenlerde var aralarda. İnanın kızla daha hiç kelime dahi konuşmamıştım o ana kadar. Kızı elinden tutup ilk kez konuşup soruyorum otelin yakın mı diye. Kız az İngilizce ile yok diyor. Utanmayı atmışım hemen otele gidelim mi diyorum. Kızda tamam ama işimizi görüp partiye dönersek olur diyor. Bu kadarı da olmaz yani değimli? Kabul deyip yakında bulunan otele giriyoruz. Zaten oteldekilerde işi biliyor. Daha ben konuya girmeden soruyor tam gecemi yoksa 1-2 saatlik mi? Diye. İşimi 1 saat görür deyip az bir para (50 dolar) ödeyip 2 kattaki odaya manitayı atıyorum. Kızın çılgınlığı orda da devam ediyor tabi. Ben ona yumulacağıma o bana yumuluyo
Rahatlayıp Plaja döndüğümüzde bizimkileri bulamıyorum. O nedenle kız ve kızın gurubu ile devam ama bakıyorum kız başkasına yanaşıyor, siktir et deyip bende aynı guruptan başka biri ile dansa devam edip, partiyi ise onu ayarlayıp noktalıyorum. Kendime geldiğimde kız daha yatıyor kızın odasındayız bu sefer. Diğeri yalan söyleyip cebime zarar vermiş, bana boşu boşuna 50 dolar para ödetmiş.
Kızı uyandırmadan kalkıp dışarı çıktım. Bizimkiler nerde diye ilk sahilde dolaşıp baktım. Ortalarda yoklar, sonra arabayı park ettiğimiz yere gidiyorum. Kusan arabada direksiyonda uyuyor. Onu uyandırıyorum. Kendine gelmekte zorlanınca yakındaki marketten şişe suyu alıp bunun kafaya soğuk suyu boca ediyorum. İrkilerek kendine geliyor. az ilerden Aron sesleniyor Gordon nerde? Meğer o da bizleri arıyor. Başında hata yapmışız plan program yapmayıp anlaşmayıp dağılmışız. Aron ile konuşma esnasında Kusan hem korkup hem de merakla ne yapacağız deyip benden aldığı su şişesini sinirle arkaya fırlatıyor. O zaman bir ses İngilizce küfürler yağdırıyor. Bakıyoruz bizim Gordon gece işini arabanın arkasında görmüş yanında da 2 çıplak yerli kız. Üstlerine de örtüyü çekmişler fark edemedik tabi. Usulca kızları uyandırıyor. Gordon kızları oldukları gibi arabadan indiriyor çıplak olarak ellerine de mayolarını tutuşturup gidelim diyor. Ya durun kızlar ne olacak dememe kalmıyor Aron örtüyü kızlara sarıp geri arabaya biniyor tam gaz ileri artık.

Eve vardığımızda hatırladığımız kadarı ile geceyi birbirimize anlatıyoruz. En heyecanlısı Gordon yaşadı. Gordon 3 sefer yapmış ilk sefer 2 kız 2. Sefer benim guruptan tek bir kız büyük ihtimal ile benim 2. kız 3. Seferde yerli 3 kız ama biri elinden kurtulmuş. Kusan ı tut tutabilirsen artık övünmesini bitiremiyor. Aslında haklıda yaşamış olduğumuz çılgınlıklar Rio karnavalında yaşadıklarımız ile boy ölçüşür nitelikte idi. Eğlence ortamı da geri kalır yanı yoktu. Hafta içi gündüzleri artık hep Hikkaduwa plajına takılıyorduk. Geceleri ise Hikkaduwa Beach Festival i ziyaret edip bu çılgın geceleri bıkana kadar yaşadık. Bizim kızları da gördük Bizi tanımamış gibi davrandılar. Sorun değil alan razı veren razı. O tanımayanı ertesi cumartesi Hikkaduwa Beach Party de yine buldum. İntikamımı da fazlası ile aldım. Yine çılgın bir gece yaşadık. Anlatmak istiyorum ama o kadar yazı yazma kabiliyetim yok arkadaşlar kusurumu hoş görün artık.
O hafta arada bizleri babası ve abisi değişik yerlere götürdüler ilginç bir o kadarda güzel yerler. Bir kayalık gibi bir yer var girişte bilmem kaç bin yıllık resimler. Adamlar o zaman bile hatunları üstsüz olarak çizmiş. Girişinde ise aslan pençelerinden heykel kalıntıları var. Arasından giriyorsun ki aslan heykeli herhalde yıkıldı yoksa yıkılmasa dev gibi bir şeydi zamanında.
Kusan ın ailesi gerçekten çok düşünceli insanlardı. Gençlik durumundan anladıkları için arada bizlerle ilgilenip kontrol ediyorlardı. Hatta Türkiye’ye döndüğümde annemden öğrendim Kusan dan Babasının numarasını alıp irtibata geçmiş bizim peder. O kadar ki biz Sri Lanka da iken her gün görüştüklerinden samimi olup birbirlerini bile ziyaret ettiler.
Umarım yazım şeklimi yadırgamayıp zevkle okursunuz. Şimdiden yapmış olduğum yazım hataları için özür dilerim..

Bizler ile bu güzel anısını kaleme alıp paylaşan Sn. Mehmet e tüm asyarehberi ekibi olarak teşekkür ederiz.