VİETNAM SAİGON-3

Vietnam Anılarım -3-
Evet, geceyi kurtarmıştık kurtarmasına da, bayanlar biz tam ısınmadan motoru tam devire getirmeden hareketlenip giyinmeye başladılar. Şaşırıp saate baktım saat 4 ü biraz geçiyordu. Vietnam geceleri, Tayland’daki alışık olduğumuzdan farklı işliyordu. Tayland’daki gibi senle sabahlayıp ertesi günde dolaşmayı bırak işini görüp hemen kalkmışlardı bayanlar. Moralim bozulmuştu açıkçası tam kendime güvenim yerine gelmişti yaşadıklarıma bakınız. Dayanamayıp kızlar giyinirken sordum doğal olarak isterseniz kalın sabah kahvaltı yapar alışverişe çıkarız diye. Geçmiş tecrübelerime dayanarak bayanlar alışverişe dayanamaz diye teklif etmiştim ama kızlar olmaz deyip redetti teklifimi. Nedenini sorduğumda ise sabah okula gitmeleri gerektiğini, ardından da işe gideceklerini söylediler. Kızlar üniversitede okuyorlardı. Yapacak bir şey olmadığı içinde 100,000’er dong (10 tl 5 dolar) bahşiş verdim. Verdiğim bahşişten gayet mutlu oldukları yüzlerinden okunuyordu. Kızlara otelin çıkışına kadar refakat edip yolcu ettim. Odaya dönüşte resepsiyonda görevli gençle bakıştık resmen eleman halime içten içe gülüyordu ya da bana öyle gelmişti yaşadığım hayal kırıklığından dolayı. Neyse odaya çıkıp 2 tek atıp uykuya daldım. Zaten yapabileceğim bir şeyde yoktu esasen.

Sabah Da inin telefonu ile uyandım saat 10 olmuştu aşağıda beni bekliyordu. Aşağı inip Frank ile buluşmak için şirket binasına geçtik. Frank ile beraber kahvaltı etmek için dışarı çıktık bana Vietnam’dan piyasasından iş olanaklarından ve de bir sürü şey anlattı. Konumuz ile ilgili olmadığı için değinmiyorum.
Kahvaltıyı basit bir Vietnam lokantasında yaptık. Sohbet esnasında Frank bana “Ne yapalım doktor istersen senle Dai ilgilensin bugün yarında cumartesi hep birlikte deniz kıyısına gider hafta sonunu orada geçiririz“ diye sordu. Benim kafamdaki Vietnam gezisi planına pek uymadığı için gerek yok doktor. Ben burada kalayım Vietnam Saigon’u keşfedeydim, Vietnam Saigon gece hayatını gözlemleyim, Vietnamlı kızlarla takılıp Vietnam tatilinin tadına varayım, Siagon’daki lokal yerleri gezeyim ve Vietnam halkı ile karışayım,  pazar günüde yanına gelir beraber takılırız diye cevap verdim. Ne demek istediğimi anlamamış olacak ki; o zaman Dai seni gezdirsin müzeleri gezilecek yerleri görün pazarda buluşuruz diye karşılık verdi. Fran de yani zorla küfür istiyordu. Dayanamayıp; Doktor senle o kadar alem yaptık müzelerde mi yapıyorduk ve Dai ile Vietnam gece hayatına nasıl dalayım doktor yada Dai ile birlikte iken nasıl bayanlarla iletişim kurayım söyler misin diye sorunca. Kafasını iki üç kez sallayıp hım hım edip, o zaman sana benim elemanlardan bir ikisini vereyim senle gezsinler sana yardımcı olsunlar dedi. Off deyip tam cevap verecekken Elini omzuma koyup ‘’ Doktor dostum(my friend) buraları başka yere benzetme şayet lokal takılacaksan yanında birileri olsun diğer türlüsü güvenli değil. Hem sana yardımcı olurlar hem de sana yol gösterip seni korurlar. Nede olsa onlar piyasayı bilir piyasadakilerde onları endişe etme bana güven yeter’’ diye cevaplayıp itiraz hakkı bile tanımadan konuyu kapattı. Telefonu ile görüşüp bana az bekleyelim biradan burada olurlar dedi. Kahvaltımıza devam ederken yanımıza iki kişi geldi Frank ise eli ile gösterip Dohang ve Yung dedi . Başları ile selam verip yan masaya oturdular.

Kahvaltıdan sonra tekrar yanımıza çağırıp konuştuk. Frank te o zaman ben gidiyorum deyip ayrıldı. Elemanlar ile baş başa kalmıştık. İkisi de 25 li yaşlarda idi. Dohanın tipi tam katil tipiydi yani çocuk görse hemen ağlatan tiplerden. Çirkin değil de sert yapılı bir yüzü vardı. Neyse yeni elemanlarla dışarı çıkıp dolaşmaya başladık. Bende etrafı inceleyip sokak satıcılarına bakıyordum. Dikkatimi çekmişti herkes bizden uzak durmaya özen gösteriyordu. Olayın aslını tahmin edip elemanlara gelin üzerinize günlük kıyafet alalım. İlk olmaz dediler ama ısrar edince olur deyip kumaş pantolon ile düzgün gömlek alıp üzerindeki takımları çıkarttırdım. Zaten hava sıcak birde takım elbise ile nasıl dolaşabildiklerini anlayamadım. Arabaya dönüp kıyafetlerini bagaja koyup yola düştük ilk beni kocaman spor salonu gibi ama bira satılan salaş bir yere götürdüler. Orada oturup 2 şer bira içtik. İçerken de elemanlarla sohbet edip konuştum nede olsa tanımam gerekirdi. İlk başta efendim mister diye hitap ediyorlardı. Canımın sıkılmasına sebep oluyorlardı. Konuşup birlikte dolaşacaksak bu tür hareketleri bırakmalarını daha arkadaşvari ve de göze batmayacak şekilde davranmalarını istedim. Yani beni patronunuzun arkadaşı olarak değil yurt dışından gelen bir arkadaş olarak kabul edip öyle davranın dedim. Elleri mahkum kabul ettiler. İlk başta zorlansalar da daha sonraları adapte olabildiler. Aslında ilk izlenimim ikisi de gayet efendi kafa dengi gençlerdi.
Oradan çıkıp dolaşmaya devam ettik. Bana Saigonu bayağı gezdirdiler anlattıklarının da çoğunu anlamıyordum çok hızlı konuşuyorlardı ve de İngilizceleri de şiveli idi arada durdurup yavaşça konuşmalarını istiyordum. Neyse bayağı yer gezip acıktığımız için sokaktaki bir restoranda oturup yemek yedik. Bir güzelde içtik zaten havada sıcak olduğu için iyice mayışmıştık. Benim otele geçtik mecburen elemanlara alt katta oda tutum. 2 saate yakın dinlenip kestirdik. Resepsiyon da buluştuğumuzda saat 3 oluyordu. Tabi yine ne yapacağımıza karar vermeye çalışırken, ikisine birlikte kız nerden tavlanır diye sordum. Keşke sormaz olsaydım. Nerdeyse kavga edeceklerdi. Dohang bar masaj salonu derken Yung da daha entel davranıp okullu (üniversite) kızların gittiği kafe ve de barlardan ayarlarız diyorlardı. En son çözümü ben bulmak zorunda kaldım. Takdir edersiniz ki 42 yaşında bir herifin öğrencilerin takıldığı kafeler de ne işi olabilirdi.

İlk öğrencilerin gittiği barlara takıldık. Ortam iyiydi de beni açmamıştı zaten Yung da tavsiye ettiğine pişman olmuştu. Çünkü kızlar Dohanın etrafında toplanmıştı resmen ilgi odağı idi. Halinden de gayet memnundu. Tabi Yung ile ben iyice diş bilemeye başladık elemana ne yalan deyim. Dayanamadım Yung a sordum bu ne iş diye. Meğer televizyondaki meşhur bir aktöre benzediği için kızlar ilgileniyordu elemanla ama sebep ne olursa olsun gıcıklanmıştım bir kere. Ama Dohangı kendi haline bırakıp etrafı seyretmeye incelemeye başladım. Ya arkadaşlar kızların nerdeyse tamamı güzel ve de çekici idi içerisi kuş sesi misali gibi kızların konuşma sesleri ile yankılanıyordu. O kadar güzel bir ortam olmasına rağmen beni açmamıştı… (nedenini tahmin edersiniz herhalde) . Artık kalkalım diye düşünürken yan masamızda oturan ve de Dohanga yaklaşmayan iki öğrencinin bize baktığını fark ettim. Tabi otomatik olarak Yungu dürttüm ama o dikkatli bir şekilde sinirle Dohanga bakıyordu. Fark edip dönünce çaktırmadan yan masayı işaret ettim. Yungun yüzünde güller açmıştı olayı anladığında. Hemen artist pozlarına yatıp yan masayı kesmeye başladı yavşak. Baktım sadece bakıyor icraat yok atılımı kendim yapmak zorunda kaldım. Direkt masalarına yanaşıp konuşmaya başladım. Zaten kızlarda bekliyordu ki masalarına oturmamı söylediler. Sohbet etmeye başladık kendimi tanıttım. Gayet kibar bir şekilde davranıp konuşuyordum. Vietnamlı kızların kibar erkeklere ilgisi olduğunu duymuştum. Kendilerini tanıttılar isimleri hıva yada Hva ile Kimliyn idi 3. olanın adını hatırlamıyorum ama i ile başlıyordu. Zaten kızda fazla konuşmamıştı…

Neyse Kızlardan ufak tefek olanı minyon tipli fakat gayet güzel ve de sempatik bir yüzü olan Kimliyn ilgimi çekmişti. Yüzü devamlı gülüyordu. Yalnız boyu kısa sayılırdı. Tabi bize göre belki Vietnamlılar için idealdi. Yaşça en büyükleri oydu. 28 yaşında olup, Hanoi de öğretim görevliliği asistanlığı yapıyorlardı. Saigona 1 haftalığına bir seminer için profesörleri ile birlikte gelmişlerdi. Seminer bitmişti ama kendileri 4-5 gün daha kalmak istediklerini söyleyip kalışlarını uzatmışlardı. Pazartesi sabah geri dönüyorlardı. Kimliyn bizi içeri girerken fark etmiş ve de dikkatini çekmiştik. (nede olsa3 kazık herif) Direkt olarak dememişti ama koskoca adamların gençlerin mekanına gelmesi garibine gitmişti besbelli. Tabi kafasından geçenleri az buçuk tahmin edebiliyordum ve ona göre tavır alıp kendine iş için geldiğimi yanımdakilerin de bana etrafı gösterdiklerini. Turistik yerlerden çok lokal yerleri ve de Vietnamlıların yaşayış tarzlarını merak ettiğim için yolumuzun buraya düştüğünü söyledim. Gülümseyerek konuyu değişti. Güzel bir sohbet ortamı oluşmuştu. Arkadaşını da masaya davet eldim deyince dönüp Yung a baktım resmen şebek gibi işaretler yapıp dikkatimizi çekmeye çalışıyordu. Onu da davet ettik. Zaten yan masadan ortamı gözlemlediği için hemen Hva ya yazmaya başladı. Ne konuştuklarını bilemeyeceğim viet ce idi de kızın hoşuna gittiği her halinden belliydi. Hatta Kim bana dönüp arkadaşın çok şakacı biri bile demişti.

Artık sohbet koyulaşmıştı Kim ile aramızda. Akşama ne yapıyorsunuz diye sorduğumda. Öğrenciler ile Gossip e gideceklerini söyleyip. Az bir duraksama yapıp gelmek istermisiniz diye sorunca. Tabi ki dedim. saat 9 da Gossipin önünde buluşmak için sözleşip Oradan çıktık. Saat 7 oluyordu. Hızla otelin oradaki restoranda yemek yiyip, oradan da kendim ile elemanlara kıyafet alıp odalara çıktık. 15 dakika sonra resepsiyonda buluşup,

Dohang ın bildiği masaj salonuna doğru yola koyulduk.
Gittiğimiz masaj salonu normal turistler için olanlardan değildi kalbur üstü ve de iş adamlarının gittiği türden gayet lüks bir salondu. Görevliler bizi daha doğrusu Dohan ı kapıda karşıladılar. Elemana bir saygı bir saygı sanırsın ki oranın sahibidir. Neyse ilk önce oturma bölümüne geçip birer içki söyledik. Etrafımızı geleneksel kıyafetleri içinde çekici kızlar sarmıştı hem de ne kızlar güzelliğine söylenecek söz değil inanın diyecek söz dahi bulamıyorum. Ortamda her milletten şahıslar mevcut. Neyse uzatmadan gelen kızlardan birini gözüme kestirip bunu alayım dedim. Dohang da yok buradaki kızlar sadece masalar ve de müşteriler ile ilgilenir. Masörleri içerden seçeceğiz dedi. Bizde ortamı bildiği için her şeyi Dohanga bıraktık mecburen 10 dakikada da içkimizi içip içeri geçtik. Yine kızlar gelip bizi bölmelere sokup kıyafetlerimizi çıkarıp üzerimize bornozlarımızı giydirdiler sonrada dışarı çıktılar. Pek fazla masaj salonu deneyimim yoktur ama bana bayağı ilginç geldiğini belirteyim.

Odadan çıkıp kapıyı kilitledim. Yung ile Dohangda çıkmıştı. Hep birlikte diğer girişe yönelip içeri girdik karşımızda gerçekten kocaman kapalı bir havuz etrafında küçük küçük sıcak su havuzları çeveasinde oturma gurupları havuzda yüzen ve de masalara servis eden mayolu bir sürü kız. Kendimi cennette hissediyordum o derece güzel bir manzara karşısında idim. İçimden de Dai ile gezsek buralara gelemezdim. Dohang gözüme girmeye başlamıştı yavaş yavaş…
Neyse geçip oturduk. İçecek olarak ta soğuk meşrubat söyledim. Yung vede Dohang bira söylediği için mecburen biraya dönmek zorunda kaldım. İçeceklerimiz gelmiş havuz başında soğuk biramı yudumlayıp envai güzellikteki Vietnamlı kızların havuzda oynaşmalarını seyrediyordum. İçim geçmişti zevkten ağzım kulaklarımda idi resmen. İçimden de Thailand daki masaj salonları ile Vietnam masaj salonunu kıyaslıyordum. Aradaki fark büyüktü neydi öyle kasaptan et alır gibi sıralı bayanlardan seçip alıyordun Tayland masaj salonlarında. Burası tamamen zıt bir ortamdı insan kendini ölmüşte cennette hissediyordu o derece yani.

 Bir önceki yazım olan VİETNAM SAİGON 2 için tıklayınız.. 

 

Bir sonraki yazım olan VİETNAM SAİGON 4  içintıklayınız..